20. Hukuk Dairesi 2018/4316 E. , 2018/6763 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi birleşen dosya davacısı ... vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 23/10/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden birleşen dosya davacısı ... ve davacı ... vekili Av. ..., davalı Hazine vekili Av. ..., davalı ... Yönetimi vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Davacı ve birleşen davacı vekili ayrı ayrı verdiği 25/05/2015 tarihli dava dilekçelerinde; sınırlarını bildirdiği ... mahallesinde bulunan 3 adet taşınmazın davacı tarafından, 8 adet taşınmazın ise birleşen davacı tarafından emek ve para harcamak suretiyle tarım arazisi haline getirildiğini ve 40 yılı aşkın süredir zilyetliklerinde bulunduğunu belirterek taşınmazların davacı ve birleşen davacı adına tapuya tescilini talep etmiştir.
Mahkemece dava dosyasının birleştirilerek görülmesine karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan ve bilirkişi raporu ekinde yer alan haritalarda 162/1 (66.009, 36 m2), 162/2 ( 27.919, 12 m2) ve 162/3 (6.071, 52 m2) ile işaretli taşınmazların TMK 713/1 madde gereğince davacı adına tapuya tesciline, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı birleşen davacı vekili ile davalılar Hazine, ... Büyükşehir Belediyesi ve ...Belediyesi Başkanlığı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, istinaf talebi ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiş, hüküm birleşen davacı vekili, davalılar Hazine, ... Yönetimi ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
1- Davalı ... Yönetiminin temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece davacı ..."ın davasının kabulüne dair verilen karara karşı ... Yönetimince istinaf yoluna başvurulmadığı ve ... Bölge Adliye Mahkemesi tarafından birleşen davacı vekili ile davalılar Hazine, ... Büyükşehir Belediyesi ve Ayaş Belediye Başkanlığının istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verildiği gözetilerek hükmü istinaf etmeyen ... Yönetiminin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karara karşı temyiz yoluna başvurma hakkı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Birleşen davacı ... vekili ile davalılar Hazine ve ... Belediyesi Başkanlığının temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece davacı ..."ın davasının kabulüne ve dava konusu taşınmazların adına tesciline, birleşen davacı ..."ın davasının reddine karar verilmiş
2018/4316 - 2018/6763 ise de, taşınmazların en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumu ile dava tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarındaki durumu incelenmemiş, taşınmazlar hakkında usulünce mera ve köylünün ortak kullanımına ait yer olup olmadığı yönünde araştırma yapılmamış, ..."ın ..."a hibe ettiğini beyan ettiği taşınmazların hibe tarihinden ve hibe tarihinde sonra kim tarafından kullanıldığı usulünce araştırılmamış, keşifte hazır bulunmayan ... bilirkişilerince hazırlanan birlirkişi kurul raporu hükme esas alınmış, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede imar planı olup olmadığı ve taşınmazların imar planı kapsamında kalıp kalmadığı tespit edilmemiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde imar planı yapılıp yapılmadığı, imar planı yapılmış olması halinde ne zaman yapıldığı ve kesinleşip kesinleşmediği ve dava konusu taşınmazın imar planında ne şekilde tespit gördüğü araştırılmalı, alınacak cevabi yazılar ile araştırılan hususlara ait belge ve tutanaklar ile haritaların temin edilerek dosya içerisine alınmalı, yine eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile taşınmazların hibe edildiğinin beyan edildiği 1981 yılından önceki yakın tarihe ait ve 1990-1995 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... mühendisleri arasından seçilecek üç ... mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş ... kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (... veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı açıklattırılmalı, ..."ın ..."a hibe ettiğini beyan ettiği taşınmazların hibe tarihinden önce, hibe tarihinde ve hibe tarihinden sonra kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyor ise ne şekilde kullanıldığı hava fotoğrafları vasıtasıyla tespit ettirilmeli, taşınmazların kullanılmayan bölümleri mevcut ise bu bölümler ayrıca hesaplattırılarak kroki üzerinde gösterilmeli, yine taşınmazların varsa imar planına göre konumu belirlenerek kroki üzerinde gösterilmeli, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı Özel İdare Müdürlüğünden, 4342 sayılı Kanun uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı mülkî amirlikten sorulup saptanmalı, yapılmış ve işlemler kesinleşmiş ise mera tahsis haritası ve eki belgeler getirtilmeli, dava konusu taşınmazlar başında yapılacak keşifte, yöreyi iyi bilen yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazların bulunduğu köye komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ile fen memuru ve ziraat 2018/4316 - 2018/6763 bilirkişiler, tesbit bilirkişileri hazır edilmeli, varsa mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı ve fen memuru eliyle her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktaları ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesi bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde tesbit tutanağı bilirkişileri taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek beyanlar arasındaki çelişki giderilmeli, meraların 3402 sayılı Kanunun 18/2. maddesi gereğince zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı, aynı Kanunun 16/B maddesi gereğince özel siciline yazılması gerektiği düşünülmeli, taşınmazların fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin baskın olduğu ve zilyetlikle kazanılacak kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı yönünden uzman ziraatçı bilirkişiden rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp açıklattırılmalıdır.
Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların ... sayılan yerlerden olmadığı ve mera veya köylünün ortak kullanımına ait yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, ..."ın ..."a hibe ettiğini beyan ettiği taşınmazların hibe tarihinden önce, hibe tarihinde ve bu tarihten sonra kim tarafından ne şekilde ve kimin adına kullanıldığı, zilyetliğin hibe tarihinde ..."a geçip geçmediği duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, davacı ... vekili dava dilekçesinde tahminen 98.000 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiş, mahkemece tensip zaptı ile davacı tarafa çekişmeli taşınmazların kadastro paftası üzerindeki koordinat ve konumlarını açıklaması için bir haftalık süre verilmiş, bu süre içerisinde 11/06/2015 havale tarihli dilekçe ile davacı vekili tarafından taşınmazların koordinatlı krokileri sunularak dava konusu taşınmazların 98.589 m2 olduğu mahkemeye bildirilmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen fen bilirkişi raporunda ise davacının keşifte gösterdiği taşınmazların yüzölçümlerinin 103.842,67 m2 olduğu raporlanmış, mahkemece 100.000 m2"lik taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazların tahminen 98.000 m2 olarak bildirdiği ve bilahare mahkemeye sunduğu koordinatlı kroki ile taşınmazların 98.589 m2 olduğunu bildirerek talebini bu şekilde somutlaştırılmış olduğu ve davacı tarafından talebin ıslah da edilmediği gözetilmeden talepten fazlasına hükmedilerek 100.000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davası ... adına tapuya tesciline karar verilmesi kanuna aykırıdır.2018/4316 - 2018/6763
SONUÇ: 1- Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2- İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle; birleşen dosya davacısı ... vekili, davalılar ...ve ... Belediye Başkanlığının temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 371/1. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinin kararı kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin 6100 sayılı Kanunun 373/1. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.630,00.-TL vekalet ücretinin davalılar ... Yönetimi, ... ve ... Belediyesi Başkanlığından alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren birleşen dosya davacısı ..."a verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/10/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.