17. Hukuk Dairesi 2016/11566 E. , 2019/7261 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.06.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... Otelcilik A.Ş hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını, borçlu şirketin dava konusu taşınmazlarını 10.04.2016 ve 16.04.2016 tarihinde davalı ..."e devretmesine rağmen kullanmaya devam ettiğini öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini istemiştir.
Davalı ... Otelcilik A.Ş. vekili, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin olmadığını, tasarrufun borcun doğumundan önce olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, takibe dayanak olan çekin 09/09/2014 tarihli olduğu, iptali istenen tasarrufların ise 10/06/2014 ve 18/06/2014 tarihlerinde gerçekleştiği, davacı tarafın, davalı şirketten olan alacağının faturaya dayandığını iddia ederek bir takım faturalar ibraz ettiği ancak, çekin bu faturalara karşılık olarak verildiğini gösterir herhangi bir delil sunulmadığı, dolayısıyla "iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması" şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından bahisle, davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptaline ilişkindir.
1-İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, dava koşulları yönünden incelendiğinde, borçlu hakkında takibin kesinleştiği, borçlu adresinde 12.12.2014 tarihinde yapılan haczin İİK"nun 105.maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olduğu sabittir. Takip dayanağı çek 09.09.2014 tarihli olup tasarruf 10.06.2014 ve 18.06.2014 tarihlerinde gerçekleşmiştir. Ancak davacı alacaklı borcun çek tarihinden önce doğduğuna ilişkin olarak faturalara sunmuştur.
Yapılacak işi, tacir olan davacı alacaklı ve borçlunun ticari defterleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak takip konusu bonoya dayalı bir alacağın doğum tarihinin tesbit edilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Kabule göre ise, dava ön koşul yokluğundan reddine karar verildiğine göre AAÜT nin 7/1, son cümlesine göre davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.