Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3012
Karar No: 2017/21814
Karar Tarihi: 19.12.2017

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/3012 Esas 2017/21814 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2016/3012 E.  ,  2017/21814 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19/12/2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaası dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının 28.02.2009 tarihinde davalı işyerinde Şirketin üst düzey yöneticilerinin ve yurt dışından gelen yatırımcı iş adamlarının havaalanında karşılanması ve ağırlanması işlerini de kapsayan şekilde makam şoförü olarak haksız ve hukuka aykırı olarak işten çıkarıldığı 30.05.2014 tarihine kadar haftada 7 gün, her gün normal mesai saatine ek olarak en az 3-4 saat, haftanın en az 4 günü 8-9 saat fazla mesai yaparak çalıştığını, işten çıkarıldığı tarihte aylık net ücretinin 2.000,00 TL olduğunu, ücretine ek olarak yaklaşık 100,00 TL asgari geçim indirimi verildiğini, yılda iki defa ayakkabı, gömlek, kravat, takım elbise ikramiyesi bulunmasına rağmen bu haklarının sonradan verilmediğini, taksi ile ulaşım sağlama hakkı bulunduğunu, bir öğün yemek hakkı olduğunu, sabah saat 03.00-04.00’da taksi ile kullandığı Mercedes arabasını şirketin yönetim kurulu başkanının evinin bulunduğu ... otoparkından alarak iş başı yaptığını ve işin durumuna göre aynı gün gece 22.00-24.00’a kadar çalıştığını, davalı şirketin kaydi rakamlar esas olarak hesaplama yaptığını ve kayıtlarda göründüğü şekilde banka hesabına hakkı olandan çok daha az bir ödeme yaptığını, haklarının ödenmesi için ... 5. Noterliğinin 05.06.2014 tarih ve 06063 yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderdiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık ücretli izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının 04.03.2009 tarihinde çalışmaya başladığını, görevine 31.05.2014 tarihine kadar devam ettiğini, davalı şirket tarafından davacının iş akdinin feshedilmesi nedeniyle, davacının yasal haklarının hesaplandığını ve 03.06.2014 tarihinde banka hesabına, ayrı ayrı açıklamalı olarak (5.932,60 TL kıdem ve 1.792,65 TL ihbar tazminatı) ödendiğini, davacıya keşide edilen ... 30. Noterliğinin 12.06.2014 tarih ve 2036 yevmiye sayılı cevabi ihtarnamede, banka hesabına yapılan ödemelerin açıkça belirtildiğini, son aylık ücretinin net 887,67 TL olduğunu, 2013 yılı dahil hak kazandığı yıllık izinlerini kullandığını, 2014 yılı yıllık izin ücretinin ise 03.06.2014 tarihinde banka hesabına 591,78 TL olarak ödendiğini, görevini davalı şirkette bulunan diğer iki şoför ile birlikte iş akışına göre mesai bölme usulü ile ifa ettiğini, çoğu zaman çalışmasının haftalık 45 saati dahi geçmediğini, dosyaya sunulan evrakların tek taraflı doldurulmuş ve delil niteliği taşımayan muhtelif kağıtlar olduğunu, söz konusu kağıtların içeriğini kabul etmemekle birlikte, işbu kağıtlarda yer alan davalı şirket çalışanlarının imzası var ise de ancak gider avansının onayına ilişkin olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davacının davalı işyerinde 04.03.2009-30.05.2014 tarihleri arasında çalıştığı, dinlenen tanık beyanları, iddialar ve emsal ücret araştırma yazısı nazara alındığında ücretinin net 2.000,00 TL olduğu, davalı tarafça kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödendiğinin beyan edildiğinden davalı tarafça iş akdinin feshedildiği ve yapılan ödemelerin mahsubunun gerektiği, dinlenen tanık beyanlarına göre davacının haftalık ortalama 17,25 saat fazla mesai yaptığı, davacı tarafça sunulan masraf dökümlerinde pazar günleri çalışmalarının bulunduğunun anlaşıldığı, dini bayram günleri ile resmi tatil günleri çalışmalarının bulunduğunun tanık anlatımları ile doğrulandığı, davalı tarafça 56 günlük yıllık izin formunun ibraz olunduğu, ayrıca bankaya bu isim altında bir kısım ödeme yapıldığı, davacının kıdemi doğrultusunda 70 günlük yıllık izin hak ettiği, bu talebin de mahsuplar yapıldıktan sonra yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    Kararların temyizen denetiminde uyuşmazlığın esasına girilebilmesi için evleviyetle yargılamanın usul hukukuna hakim olan ilkelere göre yapılıp, sonuçlandırılması gereklidir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 21.03.2007 tarih ve 2007/8-161 E., 2007/155 K. sayılı kararı ile de belirtildiği üzere adil yargılanma ve dinlenilme hakkının bir gereği olarak hakim, taraflara duruşmalarda hazır bulunmak, iddia ve savunmalarını bildirmek için imkan vermeli, tarafları usulüne uygun bir biçimde duruşmaya davet etmelidir. Fakat tarafların kendilerine tanınan bu imkana rağmen, duruşmaya gelmek zorunluluğu yoktur. Hukuk davalarında duruşmaya gelmemenin müeyyidesi, dava dosyasının işlemden kaldırılması veya yargılamanın gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilmesidir.
    AİHM"ye göre de, iç hukuktaki duruşmada hazır bulunma hakkını kullanıp kullanmamaya karar verecek olan davanın bir tarafına, duruşmaya katılma imkanı verecek şekilde duruşmanın bildirilmemesi, silahlarda eşitlik ve çekişmeli yargılama ilkelerini özünden yoksun bırakır.
    Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir..
    Somut uyuşmazlıkta; ön inceleme tensip zaptında, ön incelemenin duruşmalı olarak 19.02.2015 günü, saat 09.25 de yapılacağına karar verilip taraflara tebliğ edildiği, belirtilen gün ve saatte taraf vekillerinin hazır olduğu ve aynı gün verdikleri mazeret dilekçelerinde “… Mahkeme hakiminin hava muhalefeti nedeniyle hazır bulunamadığı, duruşmaların başka hakimlerce kendi duruşmalarından sonra yapılacağı mahkeme kalemi tarafından bildirilmiş...” olduğundan belirtilen saate kadar beklemelerinin mümkün olmadığı için mazeretlerinin kabulü talebinde bulundukları, buna rağmen aynı gün yapılıp saat 11:05:36 da bitirilen duruşmaya davacı vekilinin katılıp, davalı vekilinin yokluğunda ön inceleme duruşmasının yapıldığı ve tahkikat aşamasına geçilip davalı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verildiği görülmüştür.
    O halde, davalı vekilinin ön inceleme duruşmasına mazeret bildirmesi, üstelik bu mazeretinin oluşmasının Mahkeme hakiminden kaynaklanması ve Mahkemece de bu mazeret haklı görülerek kabul edilmesi karşısında, yeni bir ön inceleme duruşma günü tayin edilerek, ön incelemede yapılması gereken işlemlerin yapılması, taraflarına anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tek tek tespit edilmesi, ön inceleme sonuç tutanağı düzenlenip bu tutanağın taraflara imzalatılması ve ön inceleme aşamasında yapılması gereken tüm işlemler tamamlandıktan sonra tahkikat aşamasına geçilmesi gerekirken ön inceleme duruşması usulüne uygun yapılmadan tahkikat aşamasına geçilerek davanın esası hakkında karar verilmesi usule aykırı olup, isabetsizdir.
    Keza, Mahkemece son duruşmanın 08.12.2015 günü, saat 10.10’a bırakıldığının taraflara bildirilmesine rağmen duruşmaya erken başlanıp davalı vekilinin yokluğunda saat 09:58:07’de bitirilmiştir. Bu durumda, taraflara bildirilen duruşma saati beklenmeden davalı tarafın yokluğunda duruşmanın yapılıp karar verilmesi de açıkça savunma hakkının ihlali niteliğinde olup, usule aykırıdır.
    Açıklanan nedenlerle; Mahkeme Hakimince bizatihi açıkça usul kurallarına aykırı yapılan yargılamayla tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ihlal edilmiş olup, kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,davalı yararına takdir edilen 1.480.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi