20. Hukuk Dairesi 2016/10033 E. , 2018/6779 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... Köyü 938 parsel 1976 yılında yapılan kadastro sırasında 18800 m² yüzölçümüyle zeytinlik niteliği ile tapu kaydı ibraz edilememesi nedeniyle Hazine adına tespit ve tapuya tescil edilmiş, ... lehine zilyetlik şerhi verilmiş, davacı ... Yönetimi, taşınmazın kısmen kesinleşen ... sınırı içinde kaldığını bildirerek, tapu kaydının iptali ile ... niteliği ile Hazine adına tescili, şerhlerin silinmesi ve elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazın 30/04/2013 tarihli krokide (A) harfli (13219 m²) bölümünün tapu kaydının iptali ile ... niteliğiyle Hazine adına tesciline, elatmanın önlenmesine, beyanlar hanesindeki şerhin silinmesine, kalan kısmın Hazine üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, davacı ... Yönetimi ile davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2014/7192 E. - 2014/10563 K. sayılı kararıyla tapu kaydının iptali yönünden hükmün onanmasına, davanın açıldığı tarihte davalı adına kayıtlı taşınmaza davalı tarafından haksız elatma sözkonusu olmadığından elatmanın önlenmesine ilişkin talebin reddine karar verilmesi ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılarak davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece onama, bozma kararına uyularak, tapu iptali ve tescil talebiyle ilgili olarak 12.06.2013 tarihli kararın (1A) ve (1C) nolu bentlerinde kurulan hükmün onama kararıyla kesinleşmiş olması nedeniyle bu hususta yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına ve davacının müdahalenin önlenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen ... sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Yörede 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ... kadastrosu, daha sonra 06/04/1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik ... kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, 2011 yılında kesinleşen 4999 sayılı Kanunla değişik 9. madde kapsamında yüzölçüm ve fennî hataların giderilmesi çalışması, 1977 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya içeriğine göre davacının tapu iptali ve tescil talebiyle ilgili olarak 12.06.2013 tarihli kararın (1A) ve (1C) nolu bentlerinde kurulan hükmün onama kararıyla kesinleşmiş olması nedeniyle bu hususta yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına ve davacının müdahalenin önlenmesi talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacının müdahalenin önlenmesi talebinin reddine karar verildiğine göre davalı Hazine lehine vekalet ücreti 2016/10033 - 2018/6779 taktiri gerekirken vekalet ücreti taktir edilmemiş olması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile; hüküm fıkrasına "Davalı Hazine kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazine’ye verilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23.10.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.