21. Hukuk Dairesi 2017/4690 E. , 2017/8502 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi
KARAR
A)Davacı İstemi:
Davacı, 01.02.2016 itibariyle aylık almaya hak kazandığının tespitini,aylığın iptal edilmesiyle yersiz ödeme olarak alınan 7.370,63 TL nin iadesini ve borçlanma miktarının 17.12.2015 tarihli ilk borçlanma talep tarihinde geçerli olan asgari miktardan değil de 23.05.2016 tarihindeki tutar üzerinden hesaplanması nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı:
Kurum vekili; kurum işleminin doğru olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Mahkemenin; Davacının kuruma verdiği 17.12.2015 tarihli dilekçesinde ve borçlanma talep dilekçesinde sigortalı gün sayısını 3600 güne tamamlanacak şekilde borçlanma talebinde bulunduğu, davacının gün sayısı belirtmeksizin yaşlılık aylığı için eksik süreyi borçlanmayı talep ettiği, kurumca borçlanma aşamasında hatalı hesaplama yapıldığı, davacının eksik gün sayısı üzerinden borçlandırıldığı, bu eksiklikte davacının kusuru olmadığı, davacının kurumca bildirilen gün üzerinden ödemesini yaptığı anlaşıldığından iyiniyet kuralları, sosyal devlet İlkesi ve davacının kusursuzluğunun dikkate alınması gerektiği gerekçelerine dayandığı anlaşılmıştır.
Mahkemece ,davanın kabulü ile davacıya 01.02.2016 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine,8.035,95 TL alacağın 7.370,63 TL sinin kesinti tarihinden itibaren 665,32 TL sinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davalı vekili; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu; 4721 sayılı Yasaın 2.maddesi gereğince, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağı gibi, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesi de birlikte gözetildiğinde, davacının eksik borçlanma yapmasına Kurumun hatalı işlemiyle sebebiyet verildiği , ilk tahsis talep tarihinde geçerli olan prime esas kazanç tutarı üzerinden bakiye borçlanma yapması gerektiği ve 167 günlük prim eksiğinin her zaman tamamlanabilir nitelikte olup, nitekim 23.05.2016 tarihinde tamamlanmış olduğu anlaşılmakla ilk tahsis talep tarihini takip eden aybaşından aylık bağlanması ve aksine Kurum işleminin iptaline dair mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı vekili;kurum hatası olsa dahi 5510 sayılı Yasanın 96.maddesinde yersiz ödemenin nasıl tahsil edileceğinin düzenlendiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dosyadaki kayıt ve belgelere göre; davacı, yurt dışında Türk vatandaşı olarak geçen sürelerinden ""çakışan bağkur hizmetinin kalan günü ile 4a sigortalı gün toplamını 3600 güne tamamlayacak şekilde"" borçlanma isteği ile 17.12.2015 tarihinde 3201 sayılı Yasaya göre borçlanma talebinde bulunmuştur.Kurum tarafından yapılan iç yazışma sonucu 14.03.2016 tarihli 4/b hizmet bildirme yazısında davacının bağ kur hizmetinin 3 yıl 7 ay 7 gün olarak bildirilmesi üzerine 10.03.1975-29.03.1976,19.04.1993-12.01.1994,13.01.1994-11.07.1997 tarihleri arasında günlük 13,58 TL den 1905 gün karşılığı borç tahakkuk cetveli düzenlenmiş ve davacı borçlanma bedelini 28.01.2016 da ödemiştir. Davacıya 29.01.2016 tarihli tahsis talebine istinaden aylık bağlanmasından sonra ... Sosyal Güvenlik Müdürlüğü"nün 06.05.2016 tarihli yazısı ile davacının bağ kur hizmetinin 3 yıl 1 ay 20 gün olduğu bildirildiğinden ve buna göre 3600 prim ödeme gün sayısı bulunmadığı, 167 günün eksik olduğu anlaşıldığından, tahsis şartları oluşmadığı gerekçesiyle aylığı iptal edilerek yersiz ödeme toplamı 7.370,63 TL nin iadesi talep edilmiştir.Davacı 167 eksik prim gün sayısını tamamlamak üzere 23.05.2016 tarihinde Kuruma başvurarak 200 günü borçlanma talebinde bulunmuş ve 12.07.1997-30.01.1998 arası 200 gün karşılığı, 17,56 TL günlük tutar üzerinden borçlanma bedeli tahakkuk ettirilerek,borçlanma tutarını ödemesi üzerine 23.05.2016 tarihli tahsis talebi üzerine davacıya yeniden aylık bağlanmıştır.
5510 sayılı Yasa’nın “Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı 96. maddesinde;
"Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır. Düzenlemesi mevcuttur.
Mahkemece 5510 sayılı Kanun"un 96. maddesinin sebepsiz zenginleşmede geri verme konusuna ilişkin özel bir düzenleme niteliğindeki hükümleri dikkate alınarak davacının iade yükümlülüğünün 5510 sayılı Yasanın 96-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği halde,davacının iyiniyetli olduğundan bahsedilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalıdır.
Öte yandan,Kurum tarafından davacının 17.12.2015 tarihli borçlanma talebinin kabul edilmesi üzerine, borçlanma bedelinin hesaplanarak davacıya tebliğine dair Kurum işleminde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının borçlanma bedelini üç aylık süre içerisinde ödediği ,23.05.2016 tarihli borçlanma talebinin ise yeni bir borçlanma başvurusu olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülmeden, davacının ilk başvuru tarihi esas alınarak günlük 13,58 TL borçlanma bedeli üzerinden ödeme hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
G)Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.10.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.