(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/13833 E. , 2019/24480 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle sona erdiğini beyanla kıdem tazminatı ile bir kısım alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalılar , davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm , davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının yıllık izin ücreti alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü, işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut uyuşmazlıkta,davalı Ceylan Ulusl. Nak. Tic.A.Ş. vekili tarafından yıllık izin yönünden davacı asile yemin teklif edilmiştir. Davacı asil , 15/03/2016 tarihli 11. celsede yemin beyanında; “ Ben Didim Caprice"de yıllık izin kullanmadım, biz işyerinde birbirimizi idare ediyorduk, ben Didim Caprice"de 1 hafta kaldım, ancak eşimin rahatsızlığı nedeniyle gitmedim, ben çalıştığım süre içerisinde kesinlikle yıllık izin kullanmadım, sadece çalışanlarla birbirimizi idare ediyorduk,” ifadesinde bulunmuştur. Davacının eda ettiği yemine göre , davacının Didim Caprice Otelde bir hafta konakladığı sabit olmakla, bir haftanın 6 gününü davacının çalışma süresinden sayarak yıllık izin hesabından düşülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık, davacıya ödenen 5.000,00 TL’nin mahsup edilip edilmeyeceği konusundadır.
Davalılardan Ceylan Ulusl. Nak. Tic.A.Ş. vekili tarafından,kıdem tazminatına mahsuben davacıya 5.000,00 TL ödeme yapıldığı beyan edilmiş ve bu hususta davacıya yemin teklifinde bulunulmuştur.
Davacı asil 06.05.2014 tarihli 2. celsede beyanında; “ Ben kıdem tazminatına esas olmak üzere elden 5.000,00 TL almadım. Ben başka arkadaşlarımın rapor ve hastalıkları nedeniyle yerlerine çalıştığım için çalışmalarımın karşılığı olarak 5.000,00 TL aldım kesinlikle kıdem tazminatına yönelik bir ücret almadım” ifadesinde bulunmuştur. Davacının eda ettiği yemine göre , davacıya 5.000,00 TL ödeme yapıldığı ve davacının , davalı işyerinde fazla mesai yaptığı,yaptığı fazla mesai karşılığında da 5.000,00 TL ücret aldığı sabittir. Davacının eda ettiği yemine göre , mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan fazla mesai ücretinden , fazla mesai çalışmasının karşılığı olarak davacıya yapılan 5.000,00 TL tutarındaki ödemenin mahsup edilmesi gerekirken düşülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
4-Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298/2.maddesi gereğince sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir.
Ayrıca, hükmün tashihi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 304. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre tashih ancak hükümdeki yazı ve hesap hataları diğeri benzeri açık hatalar için mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece kısa kararda “4-Brüt 350,25 TL Ulusal Bayram Genel Tatil alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” dair hüküm kurulmuş olup gerekçeli karar içeriğinde “ kısa kararda hükmün 4. Nolu bendinde 350,25 TL Ulusal Bayram Genel Tatil alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair karar verilmiş ise de, davanın TPAO ile ... aleyhine açıldığı, hükümde sehven davalıdan ibaresinin kullanıldığı, hükmün bu haliyle infazının da mümkün olmadığı, diğer alacaklar yönünden olduğu gibi Ulusal Bayram Genel Tatil alacağı yönünden de 23.02.2016 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakla, kısa kararın 4 nolu bendindeki maddi hatada düzeltilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi belirtilerek gerekçeli kararda “4-Brüt 350,25 TL Ulusal Bayram Genel Tatil alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,” dair hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklandığı üzere, kısa karar ile gerekçeli kararın içeriği arasında çelişki yaratılmış olmakla söz konusu çelişki giderilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması da bozma nedenidir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 26.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.