3. Hukuk Dairesi 2016/2757 E. , 2018/3106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; abone olan dava dışı ...Konut Yapı Kooperatifinin su kullanım borcu bulunduğunu, bu borca karşılık toplam 17.800,00 TL tutarında ve çeşitli vadelerde 12 adet bonoyu imzalayarak verdiğini ancak bonoların ödenmediğini, bu sırada çıkan 6111 sayılı yasa gereği davalının başvurusu ile borcun yeniden yapılandırıldığını ve davalı ..."nın borcu üstlendiğini, ne var ki yapılandırma kapsamında da ödemelerin yapılmadığını, borcun ödenmemesi üzerine davalı ve dava dışı Kooperatif aleyhine ... 3. İcra Müdürlüğünün 2013/5461 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dava dışı kooperatif hakkında yapılan takibin kesinleştiğini, diğer borçlu ... "nın ise borca itiraz ettiğini bu nedenle takibin durduğunu ileri sürerek davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir
Davalı; dava dışı Kooperatifin iflas durumunda olduğundan muhattap bulunamayınca kendisine husumet yöneltildiğini, şahsına ait böyle bir borcunun bulunmadığını, Kooperatif başkanlığı yaptığı dönemde Kooperatif adına düzenlenen evraklarda bir borcun var olduğu görünse de Kooperatif üyeleri adına ayrı ayrı aboneliklerin yapılıp borcun ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalının, dava dışı kooperatif tarafından imzalanan bonolarla ilgili ... başvurarak bu borçları taksitlendirme yapıp ödemeyi kabul ettiğinden dolayı sorumluluğu bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne 25.325,91 TL "ye yönelik davalının itirazın iptaline icra inkar tazminatı istemi de yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Somut olayda; dava dışı ...Konut Yapı Kooperatifinin davacı ... olan su kullanım borcunu ödemek üzere keşidecisi ""...Konut Yapı Kooperatifi"" olan 12 adet bono düzenleyerek verdiği, ancak bu bonolar ödenmeyince davalının ""...Konut Yapı Kooperatifi Başkanı ..."" kaşe ve imzası ile 6111 sayılı kanundan faydalanabilmek için davacı ... 21.04.2011 tarihli dilekçe ile başvurduğu ve davacı ile taksitlendirme protokolü imzaladığı, ne var ki iş bu taksitler de ödenmeyince davacı tarafından, Kooperatifçe keşide edilen bonoların tahsili amacıyla, davalı ve dava dışı Kooperatif aleyhine ... 3. İcra Müdürlüğünün 2013/5461 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; davalının, ""...Konut Yapı Kooperatifi Başkanı ..."" kaşe ve imzası ile yaptığı başvuru ve imzaladığı protokol nedeni ile dava dışı Kooperatif tarafından keşide edilen takibe konu bonolar nedeniyle, sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kooperatifler Kanununun 1. maddesine göre kooperatif; ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla kurulan bir ortaklık çeşidi olup tüzel kişiliği haizdir.
Yine aynı kanunun 60. maddesine göre de; kooperatifi temsile yetkili kılınan kimseler tarafından kooperatifin unvanı altına koyulan imzalar kooperatifi bağlar.
Somut olayda; davalının, takibe konu bonoların keşide tarihi itibarı ile dava dışı kooperatifin başkanı olduğu ve kooperatif adına imza yetkisinin bulunduğu hususunda davacının bir itirazı yoktur. Davalının hem protokolde hem de takip konusu bonolarda kooperatif adına imza attığı anlaşılmaktadır.
O halde; davalının, dava dışı kooperatifin yetkilisi olarak, kooperatif adına attığı imzaların, tüzel kişiliği bulunan dava dışı kooperatifi bağlayacağı, davalının ise; iş bu protokol ve bono nedeni ile kişisel sorumluluğu olmadığı dikkate alınarak mahkemece; pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.