3. Hukuk Dairesi 2016/10473 E. , 2018/3130 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; sayaç okuma bedelinin sayaç başına sabit bir ücret olması gerekirken, davalının tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi olarak ücretlendirdiğini ve Eylül 2006-Aralık 2010 dönemleri arasında fazladan perakende satış hizmet bedeli tahsil ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 6.325,13 TL"nin ödeme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı, işlemiş ve işleyecek gecikme zammının KDV"si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; EPDK kararları uygulamakla yükümlü olduğunu, davanın husumet ve zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, iddia ve taleplerin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, davanın esasına girilmeden husumet ve zamanaşımı yönünden reddi ile davanın esasına girildiği takdirde esastan reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, 6.325,13 TL"nin ödeme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı, işlemiş ve işleyecek gecikme zammının KDV"si ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Danıştay 13. Dairesinin 06.04.2011 tarih ve 2008/2695 Esas ve 2011/1365 Karar sayılı kararıyla, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)"nun 875 sayılı Kurul kararının ekinde yer alan 20 dağıtım şirketi için Gelir Gereksinimi Hesaplanması ve Tarife ... Perakende Satış Tarifesinin geçiş döneminde uygulanmasına ilişkin II. Bölümünün B bendini; "Sayaç okuma ve faturalandırma hizmetlerine ilişkin maliyetlerin
abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit bir ücret uygulanması gerektiğinin ortada olduğu, kaldı ki buna ilişkin maliyetlerin metodolojinin 1. Bölümünde abone başına sabit bir ücret olarak belirlendiğinin açık şekilde ifade edildiği" belirtilmek suretiyle iptal etmiştir.
Anılan Danıştay 13. Dairesinin kararı ise; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu"nun 24.05.2012 tarih ve 2011/1901 Esas - 2012/798 Karar sayılı kararı ile "davacı şirketin ürettiği elektriği serbest tüketicilere sattığı ve perakende satış hizmet tarifesinin ... üzerinden alınmasına ilişkin kuralın "Serbest tüketiciler" yönünden hukuka aykırı olduğu iddiasında bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda davacının dava konusu işlemlerin iptali isteminin "serbest tüketiciler"e yönelik olduğu dikkate alındığından, Daire kararının da "serbest tüketiciler"le sınırlı olarak uygulanacağı belirtilerek onanmıştır.
İptal kararları, iptali istenen tasarrufu ve ona bağlı işlemleri yapıldıkları tarihten itibaren ortadan kaldırır, geçmişe etkilidir, işlem hiç yapılmamış gibi hüküm ve sonuç doğurur, işlemden önceki hukuki duruma dönülür ve genel etkilidir.
O halde mahkemece; Danıştay 13.Dairesinin iptal kararının onanmasına ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu"nun 24.05.2012 tarihli kararı uyarınca, sayaç okuma ve faturalandırma hizmetlerine ilişkin maliyetlerin abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit bir ücret uygulanması gerektiği, perakende satış hizmet tarifesinin Kwh üzerinden alınmasına ilişkin kuralın "serbest tüketiciler" yönünden hukuka aykırı olduğu, gözönünde bulundurulmak suretiyle ve Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliği dikkate alınarak, davacının dava konusu bedellerin tahsil edildiği tarihlerde "serbest tüketici" olup olmadığı konusunda araştırma yapılıp, bu husustaki belge, anlaşma vs. belgeler getirtilerek sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, davacının Serbest Tüketici olduğu kabul edilerek eksik inceleme ve araştırma sonucunda, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.