Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/27048
Karar No: 2020/1612
Karar Tarihi: 05.02.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/27048 Esas 2020/1612 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2017/27048 E.  ,  2020/1612 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ: ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin 26.07.2010-22.08.2014 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, çalışma süresi boyunca fazla çalışma yaptığını, tatil günleri ile dini ve milli bayramlarda da çalıştığını, bu çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, iş sözleşmesinin bu sebeple haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki menfaat bulunmadığını, talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, iş sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:Karar süresi içerisinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; özellikle süresinde verilmeyen gerekçeli temyiz dilekçesinde belirtilen hususlar değerlendirilmeksizin süre tutum dilekçesi dikkate alınarak “kamu düzenine aykırılık” ve “açık hukuka aykırılık” halleri ile sınırlı olarak yapılan hukuki denetim niteliğindeki temyiz incelemesine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.Somut olayda, davacı dava dilekçesinde 07.00-19.30 saatleri arasında çalıştığını, haftada 2 kere nöbete kaldığından bu günlerde çalışmasının 24.00’a kadar devam ettiğini, ayda iki hafta tatilinde de çalıştığını ileri sürerek fazla çalışma ücreti talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davacının ücret bordrolarında fazla çalışma tahakkuku olmayan aylar için fazla çalışma iddiası ispatlanamadığı gerekçesiyle fazla çalışma ücreti alacağı talebinin reddine karar verilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, dosya kapsamındaki ücret bordroları imzasız olup, tahakkuk bulunan ayların fazla çalışma hesabından dışlanması hatalı olmuştur. Öte yandan, davacının çalışma dönemine ilişkin nöbet çizelgeleri celp edilerek, kayıt bulunan dönem bakımından bahse konu kayıtlar dikkate alınarak; kayıt bulunmayan dönem bakımından ise davacı tanık beyanlarına göre belirlenecek fazla çalışma ücreti alacağından imzasız bordrolarda yer alan tahakkuklardan banka ve ödeme kayıtları ile ödendiği tespit edilen miktarların yapılan hesaplamadan mahsup edilerek fazla çalışma ücreti alacağının tespiti gerekirken yazılı gerekçe ile alacağın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi konusunda uyuşmazlık mevcuttur.Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Yasanın 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında İş Kanunu"nda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
    İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.Somut uyuşmazlıkta davacı dava dilekçesinde fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretini alamadığı için iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürmüş, davalı taraf iseistifa etmek suretiyle işten ayrıldığını savunmuştur. Mahkemece davacının istifa dilekçesi verdiği, işverenden tazminat konusunda ricada bulunduğu, istifa dilekçesinin aksine ücretlerin ödenmemesine ilişkin yapılmış bir fesih iradesinin bulunmadığı gerekçeleriyle davacı işçinin kıdem tazminatı alacağının reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinde yer alan 22.08.2014 tarihli istifa dilekçesi, “ 26.07.2010 tarihinde başlamış olduğum görevimden, 22.08.2014 tarih itibariyle istifa ediyorum. Tazminat talebimin karşılanması konusunda yardımlarınızı rica ederim” ifadelerini içermekte olup, davacı dava dilekçesinde işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini açıklamıştır. İstifa belgesindeki ifadenin genel bir içerik taşıması durumunda, işçinin dava dilekçesinde somut sebepleri belirtmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu halde de istifanın ardındaki gerçek durum araştırılmalıdır. Somut olayda, davacı ödenmeyen işçilik alacakları sebebiyle işten ayrıldığını ifade etmiş olup, dosya kapsamına göre işçinin hafta tatiili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediği anlaşılmaktadır. Hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi işçiye 4857 sayılı İş Kanununun 24/2-(e) alt bendine göre haklı fesih imkanı verir. Bu halde mahkemece iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı sebeple feshedildiğinin kabulü gerekir. Mahkemece bu yön nazara alınmadan iş sözleşmesinin istifa sebebiyle sona erdiği gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 05.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi