Cinsel taciz ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından dolayı suça sürüklenen çocuk ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 105/1, 123/1, 31/3, 50/1-a, 52/2. maddeleri gereğince 4.800,00 TL ve 1.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair, İstanbul 7. Çocuk Mahkemesinin 13.07.2016 gün ve 2015/453 Esas, 2016/278 sayılı Kararına karşı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan kanun yararına bozma talebi üzerine gönderilen dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuğun, katılanı değişik tarihlerde sık sık cep telefonundan arayıp, cinsel ilişkiye girmek istediğini söyleyerek cinsel tacizde bulunması, mevcut haliyle tek eylemle kişilerin huzur ve sükununu bozma ve cinsel taciz suçlarını işlemesi karşısında, 5237 sayılı Kanunun 44. maddesinde yer alan fikri içtima düzenlemesi uyarınca ağır olan zincirleme biçimde cinsel taciz suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan da mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden İstanbul 7. Çocuk Mahkemesinin 13.07.2016 gün ve 2015/453 Esas, 2016/278 sayılı Kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 13.01.2017 gün ve 94660652-105-34-14658-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma yazısına atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanın 24.09.2013 tarihli şikayet dilekçesi, soruşturma ve kovuşturma beyanları, tanık ifadesi ve tüm dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuğun kullanmış olduğu cep telefonu ile defalarca aradığı mağdureye yönelik cinsel taciz içerikli konuşmalar yaptığı gibi bir kısım aramalarında da hiç konuşmadan telefonu kapattığı, buna göre suça sürüklenen çocuğun mağdureye karşı hem cinsel taciz hem de kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarını ayrı ayrı işlediğinin anlaşılması nedeniyle mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesi karşısında, kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, vaki talebin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 18.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.