Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14152
Karar No: 2018/3189
Karar Tarihi: 29.03.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/14152 Esas 2018/3189 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/14152 E.  ,  2018/3189 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı ile boşanmalarına karar verildiğini ancak henüz hükmün kesinleşmediğini, düğünleri sırasında kendisine 100 adet çeyrek altın, 16 adet burma (20"şer gram ağırlığında) bilezik, 1 adet küpe, yüzük ve gerdanlıktan oluşan takı seti takıldığını ve davalının kendisine ait takıların tamamına iş kurma gerekçesi ile el koyup şahsi harcamalarında kullandığını ileri sürerek iade edilmeyen ziynetlerin bedeline yönelik şimdilik 20.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davacı tarafından düğünde takılan takıların adet ve türünün yanlış ifade edildiğini, düğün merasimi sırasında iki adet bileziğin davacının akrabalarından ..."dan emanet olarak alınıp takıldığını ve düğün merasimi sonrasında aynı şahsa iade edildiğini, düğünün 2010 yılında olmasına rağmen işyerinin 2009 yılında henüz evlilik olmadan açıldığını, davacının ziynetlerin hem tarafından saklandığını ileri sürüp hem de harcandığını ileri sürmesinin çelişkili olduğunu, evlilik birliği sırasında davacının sadakatsiz davranışlarda bulunarak kendi isteği ile evden ayrılırken takı ve kişisel eşyalarını yanına almış olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece; davacının, talebine konu ziynet eşyalarının götürülmesine engel olunduğunu, zorla elinden alındığını, daha önce götürme fırsatı elde edemediği veya mevcut olan ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğu, harcandığı, yedinde kalarak iade edilmediğine ilişkin iddiası dışında ispata yönelik bir delil getirilemediği gibi yemin deliline de dayanılmadığından bu eşyaların bozdurulduğu ve kadına iade edilmediğine ilişkin görgüye dayalı tanık anlatımı da mevcut olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kişisel eşya niteliğinde olan ziynet eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
    Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
    Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur.
    Somut olayda davacı kadının iddiası, dava konusu ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığı ve iade edilmediği yönündedir. Davacı bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
    ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/23915 Esas, 2013/9840 Karar sayılı soruşturma dosyasında davalının babası ... ...’ın verdiği ifadesinde; davacının babasının kendisini telefonla arayarak “... ile ... ayrılıyor, benim takılarımın bana düşen kısmını gönder” dediğini, kendisinin “Hicabi ben seni 2 kere uyardım kızın oğlumu da beni de saymıyor, ... mahkemeye verdik mahkeme ne karar verirse ona göre hareket edeceğiz” demesi üzerine de Hicabi’nin “... abi mahkemenin sonunda takıları bile versen ben oğlunu öldürürüm o takıların hepsini de versen oğlunu kurtaramazsın” şeklinde kendisini tehdit ettiğini beyan ettiği, davacının babasının ise kendisinin sadece “...kızımın özel eşya ve takılarını da gönder, anlaşmalı olarak boşansınlar” dediğini, bunun üzerine müştekinin mahkeme ne karar verirse ona göre hareket ederiz diyerek telefonu kapattığını kendisini tehdit etmediğini savunduğu görülmektedir.
    Davalının babası ... ...’ın soruşturma dosyasındaki beyanından düğünde takılan altınların davalının elinde olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki davalı da düğünde takılan 2 adet bileziği ödünç aldığını ve düğünden sonra iade ettiğini beyan etmiştir.
    O halde mahkemece, yukarıdaki ilkeler gözetilerek, davacı tarafça varlığı ve davalıda kaldığı ispatlanan, (kuyumcu bilirkişi tarafından düğün görüntüleri üzerinde yapılan incelemede varlığı tespit edilen) ziynetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi