3. Hukuk Dairesi 2016/13893 E. , 2018/3193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı tarafından 7 adet elektrik aboneliği nedeniyle sunulan hizmetten dolayı her ay tahakkuk ettirilen faturalarda haksız tahsil edilen ücret kalemlerinin bulunduğunu beyan ederek bu haksız alınan ücret kalemlerinden ilerde ıslahla artırılmak üzere şimdilik 500,00.TL"sinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davacı tarafından ikame edilen dava değerinin 6502 sayılı yasanın 68. maddesi gereğince İlçe Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruda bulunmasını zorunlu kılan miktarda olduğu ve bu miktar için mahkemeye doğrudan dava açılmasının yasa gereği mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın, dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak vb. bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
Belirsiz alacak ve tespit davası 6100 sayılı HMK"nun 107. maddesinde düzenlenmiştir. HMK"nun 107. maddesinde;
""(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.
(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir."" düzenlemesi yer almaktadır.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında ise; davacı tarafından fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile ve HMK 107. maddesine göre belirsiz alacak davası olarak on yıllık
sürede haksız olarak tahsil edilen ve bilirkişi incelemesi ile belirlenecek olan kayıp kaçak vs. bedeli alacağının her bir dönem için tahsilatın yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmakla,davaya konu edilen alacak miktarının davalı kurum bünyesinde bulunan belgelerle tespit edilebileceği açık olmakla davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece,davaya konu edilen alacak miktarının on yıllık döneme ait davacıdan haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak vb. bedeli istemine ilişkin olup söz konusu davaya konu edilen alacak miktarının davalı kurumun bünyesinde bulunan belgeler ile tespiti mümkün olduğundan HMK"nun 107. maddesine göre söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği ve İlçe Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruda bulunmasını zorunlu kılan miktarda olmadığı gözetilerek davanın esasına girilmesi; ayrıca 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişe de etkili 6719 sayılı kanun da değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.