Esas No: 2016/4887
Karar No: 2017/247
Nitelikli hırsızlık suçu - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2016/4887 Esas 2017/247 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Sanık, aynı evde yaşadığı maktulu öldürüp başını gövdesinden ayırdıktan sonra başı ve gövdeyi farklı yerlere atmış ve maktule ait cep telefonunu alarak bir başkasına satmıştır. Sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur. Kararda TCK'nun 142/2-a maddesinin kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanılarak işlendiğinin kabulü için kişinin bu duruma fail tarafından getirilmemiş olması gerektiği, somut olayda maktulün sanık . tarafından öldürüldüğünün anlaşılmış olması karşısında sanık hakkında bu maddesinin uygulanamayacağı gözetilmemesi sebebiyle hüküm bozulmuştur. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi kararı da dikkate alınarak sanık müdafiinin temyiz itirazları kabul edilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri:
- TCK'nun 142/2-a maddesi: Kişinin malını koruyamayacak durumda olması veya ölmesinden yararlanılarak işlenen hırsızlık suçu.
- TCK'nun 142/1-b maddesi: Hırsızlığın gece vakti, kapalı yerlerde, araçlardan, çitallerden,
1. Ceza Dairesi 2016/4887 E. , 2017/247 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : . Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ TARİHİ : 09/01/2010
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller, karar yerinde incelenip, sanık .. hakkında maktul . yönelik nitelikli hırsızlık suçunun sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozma ilamına uyularak verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin suç niteliğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın aynı evde birlikte yaşadığı maktulü öldürüp başını gövdesinden ayırdıktan sonra başı ve gövdeyi farklı yerlere attığı, evden ayrılırken maktule ait cep telefonunu alarak bir başkasına sattığı anlaşılan olayda; TCK"nun 142/2-a maddesinin gerekçesi ve bu konudaki Ceza Genel Kurulu Kararlarında işaret edildiği üzere; hırsızlık suçunun kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanılarak işlendiğinin kabulü için kişinin bu duruma fail tarafından getirilmemiş olması gerektiği, somut olayda maktulün sanık . tarafından öldürüldüğünün anlaşılmış olması karşısında sanık hakkında TCK"nun 142/2-a maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, . esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri de nazara alındığında sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 01/02/2017 gününde Üyeler .,.,. kararın 53. madde yönünden düzelterek onanması yönündeki karşı oyları ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Oluş ve kabul de sayın çoğunluk ile aramızda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Oluş ve kabule göre, sanığın maktulü öldürdükten sonra ortaya çıkan ani kastla onun bu durumundan yararlanarak cep telefonunu alarak bir başkasına satmıştır. TCK.nun 142/2-a madde fıkra ve bendinde açıkça “kişinin ....ölmesinden yararlanarak” işlenmesi halinin düzenlendiği, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2013/228, 2014/253, 2015/334 sayılı kararlarında da ister kendisi öldürsün, ister başkası tarafından öldürülsün, maktulün bu durumdan yararlanarak hırsızlık yapılması halinde fail hakkında TCK.nun 142/2-a madde fıkra ve bendinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Madde gerekçesi, öldürmeden önce verilen mal edinme kastına ilişkin olup, Yasa metninin açık lafzı karşısında gerekçeye bakarak sanık lehine ve zorlama yorumla başka bir sonuca gitmek mümkün değildir. Bu nedenle sanık hakkında TCK.nun 142/2-a madde fıkra ve bendinin uygulanmasının doğru olduğu, ancak; sanık ve maktulün aynı binada birlikte yaşadıkları gözetildiğinde, TCK.nun 142/1-b madde fıkra ve bendinin uygulanma alanı bulunmadığından, bu madde fıkra ve bend ile yapılan uygulamanın sonuca etkili olmayacağı karşısında, hükmün TCK.nun 142/1-b madde fıkra ve bendiyle oluşturulan temel cezanın çıkartılmak suretiyle düzeltilerek onanması görüşünde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmamaktayız.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.