3. Hukuk Dairesi 2016/11787 E. , 2018/3230 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali ve tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; murislerinin 04/04/2002 tarihli vasiyetnamesi ile taşınmazın giriş katındaki dükkan ve 1 nolu dairenin intifa hakkını davalıya, 2 nolu daireyi ise oğlu ...’e vasiyet ettiğini, murisin vasiyetnameyi zorla ve yanıltmayla düzenlediğini, davacı ...’e bıraktığı 2 nolu dairenin aslında 3 nolu daire olduğunu, daireyi davacı ...’in inşa ettiğini, gerçek iradesinin bu şekilde olduğunu belirterek; vasiyetnamenin “1 nolu dairenin ve girişteki dükkanın intifa hakkını davalıya bırakıyorum” kısmının iptaline, davacı oğlu ...’e bıraktığı 2 nolu dairenin 3 nolu daire olarak düzeltilmesine, davacı ...’e bırakılan haricindeki taşınmazların davacılara aidiyetinin tespitine ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; muris tarafından düzenlenen vasiyetname ile mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, murisin taşınmazda hissesinin daireye karşılık gelen ¼ kısmını davacı ...’in eşine bağışladığını, davacı ...’e vasiyet edilen dairenin mal kaçırmaya yönelik olduğunu savunarak vasiyetnamenin tamamen iptal edilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkemece; vasiyete konu bağımsız bölümün 2 ve 3 nolu bağımsız bölümlerden hangisi olduğu, vasiyet etmek istediği daireyi ..."in eşi Şadiye"ye sonradan satış yaptığının da net olmadığından vasiyet olunan dairenin mirasçı adına tespitine de karar verilemeyeceği, muris ile davalının vasiyetname düzenlendikten sonra 26.01.2006 tarihinde evlendikleri, bu şekilde davacı ...’e bırakılan dışındaki gayrimenkullerin vasiyetname tarihinde mirasçıları olan çocukları adına tescili talebinin esas alınamayacağı, davalının da evlilik akdi nedeniyle murisin mirasçısı olduğu, vasiyetnamenin infaz imkanı bulunmadığı gibi binanın kaçak olması nedeniyle infaz imkanının doğmasının da mümkün olmadığı gerekçesiyle vasiyetnamenin tenfizi ve kısmen iptali talebinin objektif imkansızlık nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Vasiyetnamenin iptali ve kısmen düzeltilmesine yönelik talebin reddine karar verilmesine ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün asıl dava yönünden ONANMASINA;
2- Davacılar tarafından aynı zamanda tescil talebiyle birlikte vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) talep edilmektedir. TMK"nun 600/1.maddesinde "vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılarına karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur", 3.fıkrasında ise, "vasiyet alacaklısı, yükümlülüğü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini, vasiyet konusu bir davranış ise, bunun yerine getirilmesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir."
Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir. Bu nedenle aynı dava dosyası içinde hem vasiyetnamenin iptali (veya tenkisi) ile birlikte vasiyetnamenin tenfizi davasının görülmesi mümkün değildir.
Dosyanın incelenmesinde; dava konusu vasiyetnamenin açılmasına ilişkin ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/355 esas 2011/1015 karar sayılı dosyada gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmadığı, bu haliyle dosyanın derdest olduğu, aynı şekilde vasiyetnamenin iptaline ilişkin yargılamanın devam ettiği görülmektedir.
O halde mahkemece; tenfiz talebine yönelik davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi gerekirken, yazılı şekilde tenfiz yönünden de davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle vasiyetnamenin iptali ve düzeltilmesine ilişkin hükmün ONANMASINA, 2. bentte yazılı nedenler ile hükmün davacılar HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.