3. Hukuk Dairesi 2016/21658 E. , 2018/3233 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; ... Köyü ... nolu bölmede 30/06/2012 tarihinde davalılara ait enerji nakil hattından dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesinde yangın çıktığı, kontrollerde enerji nakil hattı üzerinden ayrılan trafo üzerindeki sigortadan kaynaklandığının tespit edildiğini, ağaçlandırma ve söndürmeye yönelik zarar oluştuğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla 58.200,32 TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; dava konusu yangının meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; son bilirkişi kurulu raporu uyarınca, davalı ...Ş."nin ... hatlarındaki bakım ve onarım çalışmalarının yapılması hususunda asli görevli olması nedeniyle yangının çıkmasında % 80 oranında kusurlu olduğu, diğer davalıların kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili ve davalı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklandığı iddia olunan yangın nedeniyle, maddi zararın tazminine ilişkin bulunmaktadır.
6098 sayılı yeni Türk Borçlar Yasası’nın 69’uncu ve önceki 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 58’inci maddelerinde “bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden” sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın “doğan zararı gidermekle yükümlü” tutulmuşlardır. Bu sorumluluğa öğretide “kusursuz sorumluluk” veya daha geniş tanımıyla “kusura dayanmayan nesnel sebep sorumluluğu” denilmektedir. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi ) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığının çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran, bir başka deyişle, zarar ile yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında uygun “nedensellik bağı”nı kesen nedenler ise mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru ve üçüncü kişinin kusuru olarak belirlenmiştir.
Buna göre,elektrik iletim direkleri de maddede belirtilen imal olunan şey kapsamında olduğundan, elektrik iletim direklerinin sahibi bu tesisin korunmasından, bu bağlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz olarak sorumludur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 266.maddesinde hakimin bilirkişiye başvurması gereken haller; çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren haller olarak düzenlenmiştir. Yine aynı Kanun"un 281.maddesinde mahkemenin bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da isteyebileceği ve gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği ayrıca 282. maddesinde de hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği açıklanmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; 30/06/2012 tarihinde çıkan yangın nedeniyle suç tutanağı düzenlendiği, tutanağa göre yangının enerji nakil hattından ayrılan trafonun üzerindeki sigortadan çıktığının belirtildiği, yargılama sırasında alınan 29/09/2014 tarihli elektrik bilirkişi raporunda; dağıtım şirketi ... ...’ın özel hatlardan sorumlu olmadığı, diğer davalı özel hat sahiplerinin mülkiyet sahibi oldukları direklerin zemindeki çevresinde kuru otların temizlenmemesi, mıcır veya beton dökmemeleri nedeniyle yangından sorumlu oldukları, itiraz üzerine alınan 13/04/2015 tarihli elektrik bilirkişi raporuna göre; dava konusu yangının davalı ... ve ...’e ait trafoda sigortaların patlaması ve yere
düşerek otları tutuşturması sonucu başladığı, yangının başlamasından ... ve ...’in müştereken sorumlu oldukları, diğer özel hat sahiplerinin yangına neden olan arızayla ilgilerinin bulunmaması nedeniyle, davalı ... ...’ın da özel hattın işletme ve bakımından sorumlu olmaması nedeniyle kusurlu olmadıklarının belirlendiği, ikinci rapora itiraz üzerine alınan 27/08/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda ise; davalı ... ...’ın ilgili yönetmelik gereği yangının çıkmasından % 80 oranın sorumlu, sigortaya tel sararak yangının meydana gelmesinde katkısı bulunan kimsenin % 20 oranında kusurlu olduğu, diğer davalılara kusur atfedilmemesi gerektiğinin tespit edildiği, mahkemece alınan son bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu yangının çıkış nedeni, davalıların sorumluluklarının tespitine yönelik alınan bilirkişi raporlarının birbiriyle çelişkili olduğu görülmektedir. Mahkemece davalıların olay tarihindeki mevzuat uyarınca sorumlulukları açıklığa kavuşturulmadan yeni bir çelişki oluşturan bilirkişi kurulu doğrultusunda hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
O halde; mahkemece yapılacak iş; uzman elektrik bilirkişilerinin de içinde bulunduğu, konusunda uzman bilirkişi kurulundan(3) olay tarihindeki mevzuat ve kusursuz sorumluluk ilkesi gereği rapor alınarak, öncelikle yangının çıkış nedenini duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit etmek, özel trafo sahibi davalıların ve diğer davalı ... şirketinin yangının meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı ve dolayısıyla meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadıkları konusunun net olarak belirlenmesinden sonra hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurmak olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı ve davalı ... ... yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.