1. Hukuk Dairesi 2018/447 E. , 2018/8657 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, davalılardan ... ile kardeş olduklarını, ..."ın ortak miras bırakandan hile ile aldığı vekaletnameyi kullanarak miras bırakanın 5241 sayılı parseli ile 5064 sayılı parseldeki 1/3 payını mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde diğer davalıya devrettiğini, ayrıca miras bırakanın akli melekelerinin de yerinde olmadığını ileri sürerek, payları oranında iptal-tescil istemişlerdir.
Davalı ..., borcunun teminatı olarak taşınmazları davalı ..."e devrettiğini belirtmiş, davalı ... ise bedelini ödeyerek taşınmazları satın aldığını savunmuştur.
Mahkemece, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; ‘’ … öncelikle miras bırakanın gerek vekaletname gerekse akit tarihlerinde ehliyetinin bulunup bulunmadığının yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırılması, ehliyetli olduğunun saptanması halinde davada dayanılan diğer hukuki nedenler üzerinde durulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ehliyetsizlik yönünden yeterli soruşturma yapılmadan yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde miras bırakanın ehliyetli olduğu, ne var ki temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; ‘’ bu kez dosya içeriği ve toplanan delillerden; vekil kılınan murisin oğlu ..."ın diğer davalıya borcunun olduğu ve vekaletnamenin bu borcun teminatını oluşturmak amacıyla verildiği, oysa vekil ..."ın bu vekaletnameyi kullanarak miras bırakan ..."e ait 5064 parsel sayılı taşınmazdaki 7/30 pay ile, 5241 parsel sayılı taşınmazın tamamını 10.9.2003 tarihinde diğer davalı ..."a satış suretiyle temlik ettiği, o halde, bu olgu karşısında miras bırakanın vekil aracılığı ile ve mirasçısından mal kaçırmak düşüncesiyle taşınmazların temlikini gerçekleştirdiğinin söylenemeyeceği, esasen, murisin davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek herhangi bir sebebinin bulunduğunun da kanıtlanamadığını, bu olgular karşısında temlikin muvazaalı olduğunun kabul edilemeyeceği, ne var ki, ehliyetsizlik ve muris muvazaası iddiasının yanında vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının da ileri sürüldüğü, o halde belirtilen ilkeler çerçevesinde vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiası bakımından, toplanan ve toplanacak olan deliller değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davalı ...’ın iyiniyetli olmadığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar,
Dairece; ‘’ … dosya içeriğine, toplanan delillere, özellikle tanık anlatımlarına göre; davalıların daha önceden birbirlerini tanıdıkları, yargılama sırasında ölen davalı vekil ..."ın miras bırakandan aldığı vekaleti kullanarak borcuna karşılık çekişme konusu taşınmazları diğer davalıya satış göstermek suretiyle devrettiği, mahallinde yapılan uygulama neticesinde alınan bilirkişi raporu içeriğinden taşınmazların akit tarihindeki gerçek değerleri ile resmi akitte gösterilen bedelleri arasında aşırı fark bulunduğu, öte yandan, davalı ..., ilk karardan sonra evrak arasına sunduğu 21.08.2008 havale tarihli dilekçesi ile; taşınmazlara karşılık diğer davalıya ödenen bedelin 40.000.-TL olduğunu beyan etmiş ise de, resmi aktin aksini iddia eden davalının bu miktarda vekile veya miras bırakana bir ödeme yaptığını da ispat edemediği anlaşılmaktadır. O halde; belirtilen bu olgular karşısında, vekil ile davalı ..."ın el ve işbirliği içinde hareket ederek, miras bırakan ..."ı zararlandırdıkları açıktır. Diğer bir söyleyişle vekalet görevi kötüye kullanılmıştır. Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.04.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat gelmedi temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen dahili davalı asiller gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilenler vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 3.288.66.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ..."ten alınmasına, 03.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.