11. Hukuk Dairesi 2016/14532 E. , 2018/5672 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10/11/2014 tarih ve 2013/541-2014/995 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait taşınmazda bulunan seranın davalı ... şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, 23/02/2009 tarihinde meydana gelen dolu yağışı nedeniyle serada zarar oluştuğunu, müvekkilinin baskı altında kalarak ibraname imzalamak suretiyle 10.091,00 TL ödemeyi kabul ettiğini, ancak müvekkilinin zararın daha fazla olduğunu, ibranamenin baskı altında imzalanması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, 8.000,00 TL’nın mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında talebini 14.704,20 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacının ibraname imzaladığını ve konstrüksiyon zararının teminat dışı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; meydana gelen dolu yağış nedeni davacıya ait davalı tarafından sigorta edilen serada hasar olduğu, davacının zararının 24.795,20 TL olduğu, davalının hasar karşılığında davacıya 10.091,00 TL ödeme yaptığı zarar ile ödenen bedel arasında fahiş fark olduğu, gabin açısından yapılacak değerlendirmede olayda edimler arasında fahiş fark olduğundan objektif unsurun gerçekleşmiş olduğu ancak davacının davalı tarafından ödenen bedeli itirazı kayıt ile alması mümkün olduğu halde itirazı kayıt koymadan alması, adına kayıtlı taşınmaz bulunan ve o dönemde de emeklilik maaşı alan davacının sera dışında başka gelirinin bulunması nedenleriyle subjektif şart olan müzayaka halinin olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı sigortalıya müzayaka halinde bulunmasından faydalanılarak, ibraname imzalatılmak suretiyle sigorta bedelinin eksik ödendiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının davalıyı ibrası sırasında, davalının ödemesi gereken gerçek zarar tutarı ile ödediği tutar arasında açık bir nisbetsizlik bulunduğu anlaşılmakla ibra sözleşmesi bakımından gabinin objektif unsurunun gerçekleştiği sabit olup esasen bu husus Dairemizin uyulan bozma ilamında da kabul görmüş, yerel mahkeme kararı gabinin subjektif unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti bakımından eksik incelemeye dayalı olarak bozulmuştur. Mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılamada, davacının ..."dan emekli bir şahıs olduğu, tek gayrimenkulü üzerinde bulunan seranın da dolu yağışı sebebiyle tümüyle zarara uğradığı, davacının başkaca bir gelir ve mal varlığının bulunmadığı, beyanlarının reddi için bir neden bulunmayan davacı tanıklarının, davacının serasını da vuran dolu olayından sonra serayı tamir ettirebilmek için komşularından yardım almak zorunda kaldığı, hatta ...’dan borç para aldığı saptanmıştır. Saptanan bu vakıalar, davacının serasının zarara uğramasıyla birlikte beklenmedik maddi bir sıkıntıya düştüğünü göstermekte olup davacının emekli maaşı ile bu sıkıntıyı aşabilmesi, ülkemizdeki emeklilerin genel ekonomik durumları gözetildiğinde, mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, anılan delillere göre müzayaka halinin, bir diğer söyleyişle gabinin subjektif unsurunun bulunmadığının kabulü bir değerlendirme hatası olup, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.