22. Hukuk Dairesi 2017/45863 E. , 2018/148 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 2013 yılına kadar çalıştığını ve emekli olarak işten ayrıldığını, işe ilk girdiğinde mevsimlik işçi kadrosunda işe başladığını, daha sonra 2001 yılında kadroya geçirildiğini, işe ilk girdiği tarihten emekli olduğu tarihe kadar sürekli çalıştığını, ancak yıllık izinlerinin kullandırılmadığı gibi yıllık ücretli izin alacağının da ödenmediğini ileri sürerek yıllık ücretli izin alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 2015/10406 Esas – 2016/15099 Karar sayılı kararı ile, dava konusu olayda davacı işçi devirden önce emekli olup iş ilişkisini sona erdirdiğinden talep ettiği yıllık izin ücretinden kimin sorumlu olduğunun belirlenmesi gerektiği, öncelikle devir, tasfiye ve paylaştırma komisyon kararının getirtilerek tüzel kişiliği kaldırılan il özel idaresinin devir öncesi borçlarının hangi kuruma devredildiğinin belirlendiği durumda davalı taraf sıfatının borcu devralan bu kurum veya kuruluş olduğu, borçların devri konusunda alınmış bir karar yok ise anılan il özel idaresinin aktiflerini ve alacaklarını devralanın borçlardan da sorumlu tutulması gerekeceği, tüm bu araştırmalarla borçtan sorumlu tutulacak davada taraf ehliyetine sahip bir kurum veya kuruluş tespit edilemediği hallerde borcun mahalli idare birimi olan il özel idaresindeki çalışmalardan doğan bir borç olması ve devir, tasfiye ve paylaştırma işlemlerini yapması gereken komisyonu oluşturma yükümlülüğünün de mülki idareye verildiği dikkate alındığında davanın ... Bakanlığına yönetilerek sonuçlandırılması için, sair yönler incelenmeden bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık davalı işyerinde yapılan işin mevsimlik iş olup olmadığı ve davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Söz konusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 53/3 maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı Kanun"un yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir.
Mevsimlik çalışmalarda, kural olarak işçinin yıllık ücretli izin hakkı bulunmamakta ise de, iş yerinde geçen çalışmaların yılda onbir ayın üstünde gerçekleştiği takdirde işçinin dinlenme hakkının varlığının kabulü gerekmektedir. 4857 sayılı Kanun"un 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde işin mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Şu halde, yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır.
Dosya içeriğinden, 13.06.1988 tarihinden itibaren çalışan davacının iş sözleşmesinin yılın belirli dönemlerinde askıya alındığı, bu anlamda davacının mevsimlik işçi statüsünde çalıştığı, 02.02.2001 tarihinde ise kadroya geçtiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 1988-1998 yılları arasındaki çalışmasının onbir ayı aşmadığı ancak 1999 yılında 342 gün, 2000 yılında ise 298 gün çalışmasının bulunduğu belirterek, 1999 ve 2000 yılları için yıllık izin ücreti hesaplanmış ise de, bu kabul dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacının, 2000 yılındaki çalışmasının onbir ayın altında kaldığı, bu yıl açısından yıllık ücretli izin hakkının bulunmadığı kabul edilerek, belirlenecek yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, 16.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.