7. Ceza Dairesi 2020/589 E. , 2020/2851 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5411 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük
Sanık hakkında İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 01.06.2015 tarihli ve 2012/40 Esas, 2015/44 Karar sayılı kararı ile 5411 sayılı Yasanın 160/1, 160/son TCK"nun 43, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ve 40,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve sanık müdafiinin temyizi üzerine yapılan incelemede;
Dairemizin 23.12.2019 tarihli ve 2019/5209 Esas - 2019/39192 Karar sayılı ilamı ile sanık hakkındaki hükmün düzeltilerek onanmasına oy çokluğuyla karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Yüksek Dairenin ilamına karşı itirazda bulunulmuştur.
Yapılan yeniden incelemede Dairemiz kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülmediğinden REDDİNE,
Dosyanın 05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasanın 99. maddesiyle 5271 sayılı CMK"nun 308. maddesine eklenen 2 ve 3. fıkraları uyarınca itiraz incelemesinin yapılması için Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 24/02/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Bankacılık zimmeti suçundan ... hakkında kurulan mahkumiyete ilişkin hükmün, sanık müdafiinin temyizi üzerine Dairemizin 23.12.2019 tarih ve 2019/39192 K sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/02/2020 tarihli itirazı üzerine dosya Dairemize gönderilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülmediğinden dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine ilişkin sayın çoğunluğun kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
Dosya kapsamına göre, sanık ...’nın katılan Halk Bankası A.Ş. Kart Ödeme Sistemleri ve ... Dağıtım Kanalları Daire Başkanlığı çalışanı olduğu, suça konu ... nolu kredi kartının mağdur ...’un talebi olmaksızın Halk Bankası Beykoz Şubesince adına düzenlettirilerek gönderildiği, kredi kartının şifresi alınmaksızın ve aktif hale getirilmeksizin bankaya iade edildiği, Beykoz Şubesi tarafından suça konu kredi kartının iptal edilmek üzere Bankanın Kart Ödeme Sistemleri ve ... Dağıtım Kanalları Daire Başkanlığına gönderildiği, suça konu kredi kartı ve şifrenin bu birimin çalışanı olan sanığın eline geçtiği, sanığın kredi kartı ile şifresini iptal etmek yerine, bu işlerle görevli mesai arkadaşı ...’ye giderek kullanıma açtırmak suretiyle 09.10.228-01.11.2008 tarihleri arasında ATM’den nakit çekim ve alışveriş yaparak 7.259,25 TL haksız kazanç elde ettiği anlaşılmaktadır.
Bankacılık zimmeti suçu dosyamızda unsurları itibariyle oluşmamıştır. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 160. maddesinde düzenlenen bankacılık zimmeti suçunun oluşabilmesi için, görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu “para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malların” kendisinin ya da başkasının zimmetine geçirilmesi gerekmektedir. Olayımızda ise sanık imha etdilmek üzere kendisine teslim edilen kredi kartını kullanıma açtırarak ATM’den para çekmek ve harcama yapmak suretiyle kendisine menfaat temin etmiştir. Kredi kartının mülkiyetinin bankaya ait olduğu çekişmesizdir. Ancak bir hesapla ilişkilendirilmeksizin kullanılması mümkün değildir. Yani kredi kartı kullanılarak harcanan para bankanın malvarlığına ilişkin olmayıp, kredi kartının ilişkilendirildiği hesap sahibinin malvarlığıdır. Dolayısıyla kredi kartı kullanılarak sağlanan menfaat de bankaya ait bir değer değildir. Ayrıca kredi kartı, 5411 sayılı Yasanın 160. maddesinde bahsedilen para veya para yerine geçen evrak veya senetlerden olmadığı gibi tek başına para yerine geçen diğer mallardan da değildir. Kaldı ki sanığın kredi kartı ile çektiği ve alışveriş yapmak suretiyle ödenmesine neden olduğu paraların zilyetliği de görev gereği sanığa bırakılmadığı gibi koruma ve gözetimi ile de yükümlü değildir. Sanığın görevi nedeniyle kendisine tanımlanan banka hesaplarına erişim ve hesap hareketi yapma yetkisi de bulunmamaktadır. Sanığın, şubelerin servise gönderdiği kredi kartı başvuru formlarını tarayarak sisteme aktarmaktan ibaret olan görev ve yetki çerçevesinin, bankanın malvarlığı değerleri üzerinde bir tasarrufta bulunmasına da olanak vermemektedir. Tüm bu anlatılanlar dikkate alındığında bankacılık zimmeti suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı, sanığın ... adına düzenlenip imha edilmek üzere gönderilen kredi kartını işleme açtırarak kullanmaktan ibaret eyleminin, Türk Ceza Kanunu’nun 245/1. maddesinde tanımlanan başkasına ait kredi kartını ele geçirerek kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın kullanmak suretiyle yarar sağlama suçunu oluşturduğu ve bu maddeden cezalandırılması gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilerek bozulmasına karar verilmesi yerine, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesi yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 24.02.2020