Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12836
Karar No: 2018/6967

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/12836 Esas 2018/6967 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/12836 E.  ,  2018/6967 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... ve muris Cumhur Kendir mirasçılarının ... köyü, 949 sayılı parselde bulunan taşınmazı 24/06/1994 tarihinde tapu kaydında hiçbir şerh olmaksızın satın aldıklarını, satın aldıktan sonra 23/03/1999 tarihinde orman tahdit alanına alındığına dair şerh konulduğunu, bu şerhin kaldırılması için ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/160 E. sayılı dosyası ile men"i müdahale ve orman sınırlarının kaldırılması davası açtıklarını, davanın reddine karar verildiğini, bu dava ile birleştirilen 2011/84 E. sayılı dosyada aleyhlerine açılan tapu iptal davası görülen dava sonucu ise dava konusu parselin 12408,90 m²"lik bölümünün orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı ve bu sebeple müvekkileri adına tapuda kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, bu kararın kesinleştiğini, tapunun iptali sebebiyle müvekkillerinin büyük zarara uğradıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece davacının davasının kabulü ile,
    10.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren, 360.327,00 TL"nin ıslah tarihi olan 09/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK"nin 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırı olduğu gibi yapılan inceleme ve araştırmada hükme yeterli değildir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tazminata konu 29.920 m² yüzölçümlü zeytin ağaçlı tarla vasfındaki 949 sayılı parseli, davacıların satın alma yolu ile 1994 yılında edindikleri, taşınmazın tapu kaydı üzerine 23/03/1999 tarihinde "orman sınırları içindedir" şerhi konulduğu ve Orman Yönetimi tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu ... Asliye Hukuk Mahkmesinin 2010/160 E. - 2012/226 K. sayılı kararıyla taşınmazın 12.408,90 m²"lik kısmının tapusunun iptali ile Hazine adına orman niteliğiyle tesciline karar verildiği ve hükmün 06/02/2013 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 15/12/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. -2010/668

    K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Zararın meydana geldiği tarihe göre de, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
    Somut olaya gelince; ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararın karşılanması gerektiği kuşkusuzdur. Davacının zararı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.05.2007 tarih 2010/160 E. - 2012/226 K. sayılı kararının kesinleştiği 06/02/2013 tarihinde oluşmuş olup, mahkemece bu tarih itibariyle taşınmazın niteliği ile değerinin belirlenmesi gerekmektedir.
    Ne var ki; hükme dayanak yapılan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde bulunduğu belirtilerek zirai gelir yöntemiyle dava tarihindeki değeri belirlenmiştir.
    Tapusu iptal edilen taşınmazın arazi niteliğinde olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, gerçek zararın, tapu iptal kararının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihi olan 2014 yılı resmi rakamları esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre hüküm kurulması doğru değildir.
    Bundan ayrı; bilirkişlerce asıl raporda dava konusu taşınmazın zemin değerine, doğa ve deniz manzaralı oluşu, çevresinde yapılaşma olduğu satın alma taleplerinin fazlalığı sebepleriyle % 100 objektif değer artışı uygulandığı halde, mahkemece bu artışı gerektiren nedenlerin doğruluğu araştırılmadığı gibi, daha sonra objektif değer oranının % 130"a yükseltidiği ek rapor hükme esas alınarak bilirkişi raporları denetlenmeden hüküm kurulmuştur.
    Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmaz arazi niteliğinde olduğundan çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmi verileri (2013 yılına ait) ilçe tarım müdürlüğünden getirtildikten sonra konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişiler vasıtasıyla keşif yapılarak, çekişmeli taşınmazın sulu-kuru olup olmadığı, yerleşim alanına uzaklığı, iklim şartları, toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu ve objektif değer artışı sağlayacak tüm özelliklerinin de araştırılarak elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılıp net gelir yöntemiyle değerlendirme tarihi olan tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihteki gerçek değerinin hesaplattırılması, taşınmazın varsa mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek değerlendirme tarihine göre tespit ettirilmesi, bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazın zemin değeri, var ise üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri esas alınarak davacıların zararının saptanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yetersiz bilirkişi raporuna dayalı verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 01/11/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi