22. Hukuk Dairesi 2016/32977 E. , 2018/197 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16/01/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, aylık ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 29/09/2015 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık vardır.
Somut uyuşmazlıkta, bozmadan önceki yargılamada mahkemece verilen kararda, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri hüküm altına alınmıştır. Dairemizin, 29/09/2015 tarihli ve 2014/16946 esas, 2015/25960 karar sayılı bozma ilamında, mahkemece beyanlarına itibar edilen davacı tanıklarının davalı aleyhine dava açmış olmaları sebebiyle husumetli oldukları, salt husumetli tanık anlatımlarıyla sonuca gidilmesinin mümkün olmadığı ve dosya içeriğinde fazla çalışma yapıldığına, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığına ilişkin itibar edilmesi mümkün belge de bulunmadığı gerekçesiyle, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik taleplerin reddedilmesi gerektiği açıklanmıştır. Salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilmesinin mümkün olmadığına yönelik bozma gerekçesi yerinde ise de, dosya içeriğinde fazla çalışma yapıldığına, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığına dair itibar edilmesi mümkün delil bulunmadığı şeklinde açıklanan bozma gerekçesinin maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Şöyle ki, davalı işverence işyeri kayıtları arasında dosyaya sunulan “çalışma düzeni ve ücret tarifeleri” başlıklı belgede, günlük çalışma saatlerinin hafta içi 08:00-19:00 saatleri arası ve bir saat ara dinlenme, cumartesi günü 08:00-17:00 saatleri arası ve yine bir saat ara dinlenme, çalışılan pazar (ayda iki pazar) günü çalışma saatlerinin de cumartesi çalışma saatleri gibi olduğu; ramazan ve kurban bayramlarında şirketin tayin edeceği günlerde tatil olacağı, yılbaşı tatilinin “1 ocak” günü olduğu, diğer resmi bayram günlerinde ise hafta içi günü gibi çalışılacağı yazılmıştır. Bu belge, bozma ilamında değerlendirilmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10/02/1988 tarihli ve 1987/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Yargıtay"ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebidir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 04/02/1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar ile 09/05/1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere, Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Yapılan açıklamalar ışığında varılan neticede; husumetli tanık anlatımları yerine, çalışma düzenine ilişkin bahsi geçen belgeye göre çalışma saatlerinin belirlenmesi ve haftalık fazla çalışma süresinin tespit edilmesi gereklidir. Hafta tatili çalışması bakımından, işyeri dosyası içeriğinde, hafta tatili izinlerinin toplu kullandırıldığına dair bir kısım belgeler sunulmuş ise de, hafta tatili dinlenme hakkının niteliğine göre, toplu olarak kullandırılması, kanunen geçerli bir kullandırım sayılamaz. Hafta tatilinin toplu kullanılmasına ilişkin izin belgelerinde yer alan izin günlerinden sadece o haftaya denk gelen hafta tatili gününde dinlendiğinin kabulü gerekir. Açıklanan bu hususlar ve çalışma düzenine ilişkin belge nazara alındığında, davacının ayda iki hafta tatili gününde çalıştığının esas alınarak sonuca gidilmesi yerinde olacaktır.
Ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı noktasında ise, çalışma düzenine ilişkin belgede, ramazan ve kurban bayramlarında şirketin tayin ettiği günlerde tatil olacağı, “1 ocak” gününün tatil olduğu, diğer resmi bayram günlerinde ise hafta içi günü gibi çalışılacağı yazılı olup, dosyaya sunulan işçi imzalı belgeden davacının çalışma süresine denk gelen kurban bayramı tatilini kullandığını anlaşılmaktadır. Ramazan bayramında ise çalışılmadığı, tanık ...’un beyanıyla sabittir. Bu halde, davacının, kurban bayramı, ramazan bayramı ve “1 ocak” tatil günü dışındaki, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı esas alınmalıdır.
Anılan sebeplerle, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yukarıdaki paragraflarda açıklanan doğrultuda yeniden değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Ayrıca mahkemenin bir önceki hükmünün (16/12/2013 tarihli), davacı tarafça temyiz edilmediğine dikkat edilerek, usulü kazanılmış hak ilkesi de gözden kaçırılmamalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.