21. Hukuk Dairesi 2017/1541 E. , 2017/8883 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı, tarafından 6183 sayılı Yasaya göre yapılan takiplerde, haline münasip evinin haczedildiği gerekçesi ile meskeniyet iddiasının kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemenin davanın kabulüne dair önceki kararı davalı ... tarafından temyiz edilmiş ve dava dilekçesindeki istem ve mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme ile Dairemizce, “ davacının haline münasip olan benzer muhit ve mahiyetteki bir evin değerinin tespitinin uzmanlık gerektirdiği ve bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiği, bilirkişi raporunun yeterli görülmediği durumda ek rapor alınabileceği gibi yeni bir bilirkişi veya bilirkişi heyetinin de görevlendirilebileceği, hakimlik mesleğinin gerektirdiği, genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olmayan, özel ve teknik bilgiyi gerektiren konuda bilirkişi yerine geçilerek yazılı şekilde hüküm kurulması" nedeniyle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddiyle , hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan İİK"nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. Mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.
İİK"nun 82. maddesi hükmüne göre haczedilmezlik şikayetinde bulunan davacının meskeninin değerinden haline uygun bir mesken edinip edinemeyeceği araştırılarak sonuca gidilmesi icap eder.
Somut olayda; 05.10.2016 tarihli bilirkişi raporu ile hükme esas alınan 25.01.2017 tarihli bilirkişi raporlarının düzenlenme tarihleri birbirine yakın tarihler olmasına karşın dava konusu mahcuz ev ile haline münasip ev için belirlenen miktarlar yönünden yüksek miktarlarda fark olduğu, aradaki farkın ve çelişkinin giderilmediği anlaşılmaktadır.
Ayrıca 25.01.2017 tarihli tarihli bilirkişi raporunda her ne kadar borçlunun mesken olarak kullandığı yapının değeri belirlenmiş ise de, borçlunun oturabileceği daha mütevazi yerlerdeki haline münasip alabileceği evin değerinin belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi gidererek, borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip alabileceği evin değerini açık ve net şekilde belirlendikten sonra, taşınmazın satılarak haline münasip evin alınması için gerekli miktarın borçluya, kalanının ise alacaklıya ödenmesine karar vermekten ibarettir.
O halde davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ :Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.