3. Hukuk Dairesi 2016/11972 E. , 2018/3497 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; tarımsal sulama abonesi olduğunu, özel trafo sözleşmesi gereği kullanmış olduğu elektriğin bedelini düzenli olarak ödediğini, davalı şirket yetkilileri tarafından yeni sayaç takıldığını, ancak sayaçta arıza fark etmesi üzerine davalıya yaptığı başvuru üzerine 08/11/2011 tarihinde sayacın yeniden değiştirildiğini akabinde davalı kurumun kaçak tüketim faturası adı altında fatura gönderdiğini, aleyhinde kaçak elektrik kullanımı ve mühür bozma suçlarından başlatılan ceza soruşturması neticesinde ...Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/130 E., 2015/14 K. sayılı kesinleşen ilamı ile beraatine karar verildiğini davalının tek taraflı olarak topladığı delillerle bu şekilde borçlandırma yapmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, 27.141,70 TL tutarındaki fatura nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; dosyanın aydınlatılması bakımından zorunlu görülen bilirkişi delilinin temini amacıyla ücret yatırılması yönünde ara karar kurulduğu, davacının kendisine tanınan 2 haftalık kesin süreye rağmen ücreti yatırmadığı bu nedenle kaçak tutanağının aksinin ispatlanamadığı, davacının kaçak elektrik kullandığının sabit olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava; kaçak elektrik tüketimine dayalı olarak tahakkuk ettirilen fatura nedeniyle açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, delil avansına ilişkin ihtaratın hukuka uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Her ne kadar; davacı hakkında kaçak tutanağı düzenlenmesini gerektirir bir durum olup olmadığının tespiti ile davanın çözüme kavuşturulacağı ve bu nedenle elektrik alanında uzman bilirkişi/ bilirkişi kurulu tarafından bu hususta rapor alınması gerektiği yönündeki mahkeme görüşünde bir yanlışlık yok ise de; bilirkişi delilinin toplanması amacıyla gerekli masrafın yatırılması amacıyla yapılan ihtarat hukuka uygun değildir.
6100 sayılı HMK’da deliller için taraflarca avans yatırılması gerektiği hususu düzenlenmiş olup, yasanın "Delil ikamesi için avans" başlıklı 324. maddesinin birinci fıkrasında; "Taraflardan herbiri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin sürede yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.” düzenlemesine yer verilmiş, ikinci fıkrasında ise; tarafların bu yükümlülüğü yerine getirmemesi halinde delil ikamesinden vazgeçmiş sayılacakları öngörülmüştür. Aynı hükümler 03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği"nin 45. maddesinin dördüncü fıkrasında da yerini bulmuştur. Buna göre; taraflara delil avansının yatırılması için yapılacak ihtaratın taraflarca tereddütsüz şekilde anlaşılması gerekmektedir. Bunun için delil ikamesi için yapılacak ihtaratta; verilen makul sürenin kesin olduğunun belirtilmesinin yanında toplanacak delil için gereken masrafların kalem kalem miktarı da belirtilmek suretiyle gösterilmesi, masrafın yatırılmaması halinde o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağının ve dosyadaki diğer delillere göre karar verileceğinin açıklanması gerekir.
Somut olayda; 10/12/2015 tarihli duruşmada mahkemece “dosyanın kül halinde ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilerek, tarafların iddia ve savunmaları, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, ceza dosyası incelenmek suretiyle davalı şirket tarafından yapılan tahakkukun usulüne uygun olup olmadığı, davacının davalı şirkete borcunun bulunup bulunmadığı, var ise ne kadar borcunun bulunduğunun tespiti için 3 kişilik elektrik mühendislerinden oluşan ve bu işlerden anlayan bilirkişilerden rapor tanziminin istenilmesine, bilirkişiler için ayrı ayrı 300,00 TL ücret takdirine, bilirkişi masrafı 900,00 TL ve talimat masrafının gider avansından karşılanmasına, gider avansının eksik kalması halinde davacı vekili tarafından iki haftalık kesin süre içerisinde ikmaline, iki haftalık kesin süre içerisinde gider avansı ikmal edilmediği taktirde bilirkişi incelemesinden vazgeçmiş sayılacağının ihtaratına, ihtaratın iş bu duruşma zaptının davacı vekiline tebliği suretiyle yapılmasına” şeklinde ara karar kurulduğu, yargılamanın ilerleyen safhasında verilen süreye rağmen davacının bilirkişi ücretini yatırmamış olması nedeniyle eldeki delillere göre davanın ispat olunamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen yasal hükümler ve açıklamalar çerçevesinde, ihtaratın geçerli olması için taraflarca tamamlanması gereken işlemin açıkça belirtilmesi ve ihtarata uygun hareket edilmemesi halinde hangi hukuki sonuçla karşılaşılacağının açıklanması şarttır.
Oysa; mahkemece delil ikamesi için gereken masrafın yatırılması amacıyla yapılan ihtaratta bilirkişiler için belirlenen ücret miktarı ve dosyada bulunan gider avansının ücreti karşılamaya yetmeyeceği ifade edilmiş olmasına rağmen, davacı tarafından tamamlanması istenen meblağ ve hangi kalemlere yönelik olduğu açıkça gösterilmediği gibi delil ikamesi için eksik kalan meblağın ödenmemesi halinde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağı belirtilmiş olmasına karşın eldeki diğer delillere göre karar verileceği hususu belirtilmeyerek hukuki sonuç kısmı da tam olarak açıklanmayarak hataya düşülmüştür.
Bu itibarla; delil ikamesi için avans yatırılmasına dair mahkemece yapılan ihtarat hukuka uygun değildir. Bu nedenle bilirkişi delilinin toplanması için gerekli avansın tamamlanması amacıyla davacı tarafa usulüne uygun ihtarat yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının bilirkişi delilline dayanmaktan vazgeçtiği ve davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle verilen red kararı usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.
2-) Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.