4. Hukuk Dairesi 2017/2319 E. , 2017/6526 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Genel Müdürlüğü aleyhine 15/07/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/12/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı tarafından, gerekli izin verilmeden dava konusu mera parselinden kanalizasyon geçirilmesi suretiyle zarara yol açıldığını ileri sürerek, ot bedeli ve eski hale getirme bedelinden oluşan zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı, TAD (tahsis amacının değiştirilmesi) talebinin reddine ve ecrimisil ihbarnamesine yönelik kararların iptali amacıyla idare mahkemesinde dava açtığını belirterek, o davanın bekletici mesele yapılmasını istemiş, faiz işlemesine engel olmak açısından ihtirazi kayıtla 06/08/2013 tarihinde ödeme yaptıklarını belirterek, davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
1)Mahkemece 08/03/2016 tarihli ara kararıyla, davanın 3533 sayılı Kanun gereği hakem sıfatıyla görülmesine karar verildiği, ancak yargılamaya ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesince devam edildiği anlaşılmaktadır. Davanın mahiyeti itibariyle taşınmazın aynına ilişkin olması nedeniyle, 3533 sayılı Kanun uyarınca zorunlu tahkimde değil, genel mahkemede görülmesi gerektiğinden, bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
2)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
3)Davalının diğer temyiz itirazına gelince;
Mahkemece, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 03/09/2013 tarihli ilk karar; Dairemizin 18/12/2013 tarih, 2013/17463 esas, 2013/20133 karar sayılı ilamı ile “Dosya kapsamından, davalı tarafça mera olarak tahsis edilen parselden kanalizasyon geçirilmesi amacıyla izin talep edildiği, talebin reddedildiği, bu kararın ve ecrimisil talebine yönelik idari kararın iptali için ... 2. İdare Mahkemesi’nin 2013/823 esas sayılı dosyasıyla dava açıldığı, eldeki dava açıldıktan sonra ihtirazi kayıtla dava konusu talebin 06/08/2013 tarihinde ödendiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça ihtirazi kayıtla ödeme yapıldığına göre İdare Mahkemesindeki davanın beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiş; hükmün, bu nedenle bozulması gerekmiştir” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen kararda ise, ecrimisil ihbarnamesinin iptaline ilişkin kararın zarar yönünden esastan değil ihbarnamenin şekli yönünden verilmiş bir karar olduğu, bu nedenle davanın konusuz kalmadığı, idare mahkemesinin tahsis amacı değişikliği isteminin reddine dair idari kararın iptali yönündeki kararın ise davaya konu uyuşmazlığı esastan etkileyebilecek içeriğe sahip olmadığı ve temyize konu davayla doğrudan irtibatının da bulunmadığı gerekçeleriyle dikkate alınmadığı, idare mahkemesi kararının kesinleşmesinden sonra mahallinde 15/04/2016 günü keşif yapılarak 23/05/2016 tarihli bilirkişi heyetinden rapor alındığı, davalının mera parselinden kanalizasyon hattı geçirmek suretiyle zarara sebebiyet verdiği gerekçeleriyle, davanın kabulü ile 4.314,50 TL eski eski hale getirme bedelinin ihbar tarihi olan 25/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verildiği görülmektedir.
a)Yargılama sırasında asıl alacak miktarının davalı tarafından 06/08/2013 tarihinde ihtirazi kayıtla ... Defterdarlığı Muhasebe Müdürlüğüne ödenmiş olduğu anlaşıldığından, tahsilde tekerrüre sebebiyet verecek şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
b)Asıl alacak miktarı ödenmiş olmakla, mahkemece ayrıca faize hükmedilmiş olması da doğru olmamıştır.
Şu halde, mahkemece yukarıda açıklanan yönler gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (3-a,b) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.