3. Hukuk Dairesi 2016/8456 E. , 2018/3715 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, idarelerinin ekiplerince 31/07/2012 tarihinde davalı şirkette yapılan kontrolde kaçak kuyu suyu kullanmak suretiyle atık su üretildiğinin ve bu suretle kaçak atık su kullandığının tespit edildiğini, ...Tarifeler Yönetmeliği"nin 55. maddesi gereğince kaçak atık su bedelinin (3) katı cezası uygulanarak davalı hakkında 17.041,20 TL üzerinden ... 28. İcra Müdürlüğü"nün 2012/11600 sayılı dosyası ile başlattıkları takibe, davalının 04/10/2012 tarihinde itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek,itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı idare tarafından firmaları hakkında kaçak atık su tutanağı düzenlendiğini, davacı tarafından davalının iş yerine su ve kanalizasyon hizmeti verilmediğini, denetim ve izlemelerin bugüne kadar Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yapıldığını, kullanılan kuyu suyunun deşarj izin belgesi ile arıtılarak alıcı ortama çay ve derelere deşarj edildiğini, tuvalet atıklarının septik çukurundan vidanjör ile bertaraf edildiğini, ... İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü"ne başvuruları sonucu cevabi yazıda Belediye mücavir alanları içerisinde kalan ve kanalizasyon sistemi bulunmayan yerlerde atık su arıtma tesisi bulunan tesislerin sistemlerini çalıştırmaya devam ettirmelerinin uygun olacağı, sorumluluk bölgesinde bulunan atık su kaynakları ve bahsi geçen tesis ile ilgili yapılacak iş ve işlemlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yazısı ile bildirilen hususların dikkate alınarak işlemlerin yürütülmesi gerektiğinin bildirildiğini, mahallinde yapılacak keşifle kendilerinin davacı ASKİ"nin hiçbir hizmetinden yararlanmadığının görüleceğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi neticesinde Dairemizin 09.12.2014 tarih ve 2014/12361 E. -2014/16125 K. sayılı ilamı ile ""...davacı kurum tarafından atık su bedeli tahakkuk ettirilerek takibin yapıldığı ve takibe itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığı, ilamda belirtilen açıklama ve olgular da dikkate alınarak davalının atık suyunu deşarj ettiği ..."nın davacı idarenin arıtma tesisinde son bulduğu tespit edilirse dolaylı da olsa bir atık su hizmeti verildiği kabul edilerek, yönetmelik gereğince atık su bedeli tahakkuk ettirilebileceği ve şimdiki gibi davanın kabulüne karar verilmesi; davacı kurumun davalıya atık su hizmeti vermediği tespit edilirse, ilamdaki açıklamalar dikkate alınarak davacı kurumun davacıdan talep edebileceği bedelin “Kirliliği Önleme Payı” olduğu, ancak davacının kirlilik önleme payına yönelik tahakkuk yapmayıp, atık su bedeli talep ettiği gözetildiğinde, davanın reddine karar verilmesi gerektiği..."" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise; davalı tarafından sağlanan kanalizasyon hizmetlerinden yararlanma şartının gerçekleşmiş olması gerektiği, davalının atık suyunu deşarj ettiği ..."nın davacı idarenin arıtma tesisinde son bulmadığı,davacı kurumun davalıya atık su hizmeti vermediği, davacı kurumun davalıdan ""Kirliliği Önleme Payı "" talep edebileceği, ancak davacının kirlilik önleme payına yönelik tahakkuk yapmayıp, atık su bedeli talep ettiği gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; davalının kuyudan temin ederek fabrikasında ürettiği atık suyun deşarj edildiği iddia olunan ..."nın ...Genel Müdürlüğü"ne ait arıtma tesisinde sonlanıp sonlanmadığı, varılacak sonuca göre de davacının davalıdan atık su bedeli talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Kural olarak, bozma kararına uyulmakla; orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda, lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan, bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir. Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakılacak olursa; Dairemizin 09.12.2014 tarih ve 2014/12361 E. -2014/16125 K. sayılı ilamı incelendiğinde, mahkemece, davalının atık suyunu deşarj ettiği ..."nın davacı idarenin arıtma tesisinde son bulup bulmadığının araştırılması, bulduğu tespit edilirse dolaylı da olsa bir atık su hizmeti verildiği kabul edilerek, yönetmelik gereğince atık su bedeli tahakkuk ettirilebileceği ve bu durumda davanın kabulüne karar verilmesi; davacı kurumun davalıya atık su hizmeti vermediği tespit edilirse, ilamdaki açıklamalar dikkate alınarak davacı kurumun davacıdan talep edebileceği bedelin “Kirliliği Önleme Payı” olduğu, ancak davacının kirlilik önleme payına yönelik tahakkuk yapmayıp, atık su bedeli talep ettiği gözetildiğinde, davanın reddine karar verilmesi gerektiği açık şekilde belirtilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ise de; ilam gereği gerekli araştırmalar yapılmadan hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Bu şekli ile, bozma ilam gereğinin yerine getirilmediği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyulan bozma ilam gereğini yerine getirecek şekilde inceleme ve araştırma yapılması suretiyle hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.