3. Hukuk Dairesi 2016/11704 E. , 2018/3753 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 10.04.2018 tarihinde taraflardan kimsenin gelmemiş olması nedeniyle işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; eşi olan davalı ile ayrıldıklarını, düğünde takılan tüm ziynet eşyalarının, paranın ve taksitlerini halen ödemeye devam ettiği klima ve televizyonun davalıda kaldığını ileri sürerek; para ve eşyaların aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde ise ödeme günündeki değerlerinin tahsili talep etmiştir.
Davalı adına dosyaya vekalet sunulmuş, ancak davaya cevap verilmemiştir.
Mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar; davacı tarafın temyizi üzerine dairemizin 26.05.2015 günlü ve 2014/22298 E. 2015/9536 K. sayılı ilamıyla;
(...Görüldüğü üzere, hem eldeki dava dosyasında dinlenen tanıklar, hem de boşanma dava dosyasında dinlenen tanıklar, tarafların tartışmaları üzerine davacının müşterek evden hiç bir şey alamadan ayrılmak durumunda kaldığını beyan etmişlerdir. Davacının evden ayrılış şekline ilişkin olarak tanık beyanları arasında her hangi bir çelişki bulunmamaktadır.
Asıl olan tanıkların doğruyu söylemesi olup, davalı tarafın, davacı tanıklarının yalan beyanda bulunduğuna dair her hangi bir savunması da yoktur.
Hal böyle olunca mahkemece; boşanma dava dosyası celbedilerek, eldeki davada dinlenen tanıkların beyanları, boşanma dava dosyasında dinlenen tanıkların beyanlarıyla birlikte değerlendirilerek, davacı kadının evden ayrılma şartları göz önünde bulundurulmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, somut olaya uymayan yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir...)
Gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; kuyumcu bilirkişi tarafından verilen kök ve ek raporlar ile dosyadaki diğer deliller esas alınmak suretiyle, davanın kabulü ile ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fiili ödeme günündeki bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece aldırılan 04.04.2012 tarihli kök ve 17.09.2013 tarihli ek bilirkişi raporlarında; düğün fotoğrafları ile cd kayıtlarında yer alan ziynet eşyalarının miktar, nitelik ve değerlerinin belirlenmesi ile yetinilmiştir. Alınan bu raporlardan; dava dilekçesinde bildirilen ziynet eşyalarının tamamının, düğün fotoğrafları ile cd kayıtlarında yer almadığı anlaşılmaktadır. Ancak, dava dilekçesinde bildirilen ziynet eşyaları, düğün fotoğrafları ve cd kayıtlarında yer alan ziynet eşyaları ile karşılaştırılmamıştır. Diğer bir anlatımla, davaya konu ziynet eşyalarından hangilerinin düğün fotoğrafları ile cd kayıtlarında yer aldığı belirlenmemiştir. Aldırılan kök ve ek bilirkişi raporlarının, bu haliyle hüküm vermeye yeterli olmadığı ortadadır.
Diğer taraftan, yukarıda da açıklandığı üzere; davaya konu ziynet eşyalarının tamamının, aldırılan bilirkişi raporlarında yer almamasına rağmen, tüm ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi, ayrıca ziynet eşyalarının bilirkişi tarafından belirlenen değerleri yerine dava dilekçesinde bildirilen değerlerinin hükümde esas alınmış olması da doğru görülmemiştir.
Buna göre, mahkemece; ziynet eşyaları yönünden konusunda uzman bilirkişiden yukarıda yapılan açıklamalar da gözetilmek suretiyle taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor aldırılması, sonrasında varlığı ispat edilen ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yetersiz bilirkişi raporu ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.