3. Hukuk Dairesi 2016/11063 E. , 2018/3755 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 10.04.2018 tarihinde taraflardan kimsenin gelmemiş olması nedeniyle işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirket yetkilisi ..."un 2005 yılı Kasım ayında kendisini davalı şirkete bir bedel karşılığında ortak olarak alabileceğini ve sonraki genel kurulda bedelini ödediği şirket hisselerini devredebileceğini bildirdiğini, bu nedenle 30.000 TL"yi 28.03.2006 tarihinde davalı şirketin banka hesabına gönderdiğini, aradan 1 yıldan fazla süre geçtikten sonra yine davalı şirket yetkilisinin 2006 yılının Kasım ayında şirketin sermayesinin artırılacağı gerekçesi ile para istemesi üzerine elden 5.000 TL verdiğini, bu bedelin şirketin 2006 Kasım gelir gider tablosuna işlendiğini, 2007 yılından çalıştığı işyerinden ayrılarak ortağı olduğunu düşündüğü davalı şirket bünyesinde çalışmaya başladığını, 26.07.2007 tarihinde de yine davalı şirket yetkilisi ..."un şirketin zor durumda olduğunu belirterek para istemesi nedeniyle 2.700 USD"yi havale ile gönderdiğini, ayrıca 21.06.2014 tarihinde şirketin aracını tamir ettirdiğini ve tamir bedeli olan 1.596,46 TL"yi kendi kredi kartıyla ödediğini, davalı şirketin istemesine rağmen tamir bedelini ödemediğini, 30.01.2007 tarihinden bu yana davalı şirketin ... bölge sorumlusu olarak çalıştığını, iş akdinin davalı şirket tarafından 24.09.2014 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, göndermiş olduğu paralar ve ödemiş olduğu tamir bedeli ile davalı şirketin sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; toplam 41.264 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğunu, ayrıca davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, esas yönünden ise davacının iddiasını kanıtlayacak kesin deliller sunamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı tarafın görev itirazı reddedilmiş ve yapılan yargılama sonucunda; davalının, ... bayisi olarak göreve başlayan davacıdan teminat olarak aldığını belirttiği paraları daha sonra ödediğini ispatlayamadığı, davacının iddiasını davalının ikrarıyla ispatlamış olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 30.000 TL"nin 28.03.2006 tarihinden itibaren; 3.423,60TL"nin 26.07.2007 tarihinden itibaren; 1.595,49 TL"nin 21.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davada; davacı tarafından davalı şirkete ortak olmak için para verildiği, ancak geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığı ileri sürülerek, şirket ortağı olmak için verilen paranın iadesi istenilmiştir.
Bu durumda, uyuşmazlık; dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nun 4. maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliğindedir. Aynı Kanun"un 5. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Buna göre, mahkemece; davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğu gözetilerek, bu yöne ilişen görev itirazının kabulü ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.