3. Hukuk Dairesi 2017/14675 E. , 2018/3763 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davalı kurum tarafından kaçak tespit tutanağı nedeniyle düzenlenen tahakkuka istinaden müvekkili tarafından ödenen bedelin, kaçak elektrik kullanımına dair tutulan tutanak ve işlemler nedeniyle ... Asliye Ceza mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde verilen beraat kararıyla dayanaksız kaldığını, ödenen meblağın istirdadına yönelik olarak yapılan takibe davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, ... İcra Müdürlüğünün 2013/763 E. sayılı takip dosyasında yapılan itirazın iptali ile, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davacının kaçak elektrik kullandığını, yapılan tahakkukun mevzuata uygun olduğunu, ihtirazı kayıt konulmadan bedelin ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 23.06.2016 tarihli ve 2016/5612 E.-2016/9900 K. sayılı ilamı ile görev yönünden bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle verilen görevsizlik kararı üzerine görevli mahkemede yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile, ... İcra Müdürlüğünün 2013/763 sayılı takip dosyasındaki itirazın 16.262,87 TL"lik kısmının iptaline, takibin, takip tarihi itibariyle bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olduğundan 16.262,87 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalı kurumdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
./..
-2-
1)Uyuşmazlık, kaçak tahakkuku nedeniyle davalı tarafa yapılan ödemenin asliye ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla dayanaksız kaldığından bahisle, ödenen miktarın iadesine yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava konusu kaçak elektrik tespit tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinde;
""Gerçek veya tüzel kişilerin;
a) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir."" hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; davalı şirket görevlileri tarafından düzenlenen 07/12/2005 tarih ve 7648 numaralı kaçak kullanım tespit tutanağında, "...AŞ."ye ait 250 KVA trafoya ait panoda kombi sayaç akım ve gerilim uçlarının kesik ve bantlı olduğu ve panoda enerji olmasına rağmen tüketim kaydetmediğinden dolayı kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilmiştir." açıklamasının yer aldığı, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 26.06.2006 tarihinde kesinleşen 2006/106 E. 2006/166 K. sayılı kararında ise dava konusu tutanakta belirtilen kaçak işlemlerini gerçekleştiren davacı şirket çalışanı sanık hakkında "sanığın kaçak elektrik kullandığı yolunda mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak delil bulunamadığı" gerekçesi ile beraat karar verildiği görülmektedir.
Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Davacı taraf tutanağın aksini ispat edememiştir.
Ayrıca ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen Borçlar Kanununun 53. maddesi hükmünde, "Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez." denilmektedir. Aynı düzenleme yeni Türk Borçlar Kanununun 74. maddesi hükmünde de; “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde önceki kanuna paralel şekilde düzenlenmiştir. Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Bu durumda; BK 53 (TBK 74) maddesi doğrultusunda yapılacak değerlendirmeye göre, ceza mahkemesince verilen beraat hükmü eldeki davaya bakan mahkemeyi bağlamayacağından, söz konusu beraat kararı esas alınarak davacının kaçak elektrik kullanmadığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; dosyanın konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile, kaçak tespit tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile anılan Yönetmeliğin atıf yaptığı ... tarafından yayımlanan "Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı 29.12.2005 tarih ve 622 sayılı Kurul Kararı uyarınca değerlendirme yapılarak rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerele hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.