14. Ceza Dairesi 2017/9929 E. , 2018/3842 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Sanığın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine dair Mersin 6. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 01.12.2016 gün ve 2015/291 Esas, 2016/426 Karar sayılı hükümlere yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmesi ve sanık müdafiince incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, belirlenen tarihte sanık müdafiin yerinde görülen talebine istinaden duruşmalı yapılan incelemede gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK"nın 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp aynı Kanunun 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine dair kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden, sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemleri ile sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunmalarının 5271 sayılı CMK"nın 302/1. madde ve fıkrası gereğince esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 22.05.2018 tarihinde Başkan vekili ... ile üye ..."in karşı oyları ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sanığın çocuğun basit cinsel istismarı ve hürriyeti tahdit suçlarından toplam 21 yıl cezaya mahkum olduğu davada, subuta ilişkin 9 yaşındaki mağdurenin 3 sene önce yani 6 yaşındayken meydana geldiğini iddia ettiği olay anlatımı dışında delil bulumamaktadır.
Mahkeme mahkumiyet hükmünün gerekçesinde, mağdur beyanının ayrıntı içermesi, tutarlı olması, tanık Hilal beyanıyla desteklenmesi, mağdurenin sonradan yazdığı günlüğünün bulunması nedenlerine dayanarak mağdur beyanına itibar ettiğini belirtmiştir.
Mahkeme gerekçesinde mağdur beyanının ayrıntı içerdiğini beyan etmiş ise de mağure beyanlarının hiç biri ayrıntı içermemektedir. Beyanlarda yer zaman, kişi, olay örgüsü ve benzeri ayrıntı bulunmamaktadır.
Mağdure anlatımları ile tanık ... anlatımları çelişmektedir. Mağdure anlatımları kendi içinde de çelişkilidir. Dolayısıyla mağdurenin istikrarlı beyanı olmadığı gibi tanık beyanı da mağdure beyanını destekler mahiyette değildir.
Mağdurenin olaydan 3 yıl sonra eylemden bahsetmiş olması, hiç bir neden yokken anne ve babasına eylemi anlatmamış olması, erkek cinsel organı hakkında bilgi sahibi olmamasına ve o şeyin uzun süre ağzında kaldığını iddia etmesine rağmen koku, tat veya sertlik gibi herhangi bir niteleyici özellikten bahsetmediği gibi bu şeyi görmediğini fakat cinsel organ olduğunu anladığını beyan etmesi gibi hususlar açık tutarsızlıklardır. Mağdurenin ağzına giren şeyi tanımlamasının yetişkin bir erkeğin cinsel organıyla uyumlu olmadığı da açıktır, mağdure aslında ağzına giren şeyin cinsel organ olup olmadığını bilememektedir. Bu durumda mağdure beyanı bir çok tutarsızlık içermektedir
Mağdure olaydan çok sonra yazdığı günlüğünde eylemden bahsetmemekte sadece sanığa olan kızğınlığından bahsetmektedir. Kızğınlığın nedeni belirtilmemektedir. Bu mantıklı değildir ve sanık aleyhine değerlendirilemez. Gerekçede dosyada bulunmasına rağmen sanığın anne ve babasının mağdureye inanmamalarının nedeni ve mağdurenin yalan söyleyebileceği beyanlarından hiç bahsedilmemiştir.
Bu kapsamda mahkemenin gerekçesinde belirtildiği gibi ayrıntılı bir mağdur ifadesi bulunmamaktadır. Mağdur beyanları ile tanık beyanları çelişmektedir. Mağdur beyanları tutarsız ve hayatın olağan akışına uygun değildir. Dosya içeriğinde bulunmayan hususlar genel ifadeler kullanılarak var gibi gösterilmiştir. Dolayısıyla mahkeme gerekçesi ile dosya içeriği uyumlu değildir. Mahkemenin dosya içeriği ile uyumlu gerekçe yazma zorunluluğu vardır. Bu kapsamda mahkeme hükmünün CMK"nın 230"uncu maddesinde belirliten gerekçeleri içerdiğinden söz edilemez. Mahkeme CMK"nın 230"uncu maddesinde belirlenen zorunluluğa uymayarak, CMK"nın 289/1g madde fıkra ve bendine aykırı hareket etmiştir. Bu nedenle kararın bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.