21. Hukuk Dairesi 2016/4038 E. , 2017/9216 K.
"İçtihat Metni"...
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsamına ve nedenlerine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava, sigortalının iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Somut olayda, 29.04.2009 tarihinde gerçekleşen iş kazası nedeniyle davacıda %10 sürekli iş göremezlik oluştuğu, olayda davacının %30 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda asgari ücret indirimi hariç olmak üzere net asgari ücretin baz alındığı ifadesine rağmen hesap tablosunda rakamın ifade edilenin aksine bir miktar yüksek tutulduğu, Mahkeme kararında davanın kısmen kabulü ile 43.818,58TL maddi, 15.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline yönelik hüküm tesis edildiği, davalıların temyiz talebinde bulundukları anlaşılmaktadır.
Tazminatın belirlenmesi için sigortalının pasif devre zararınında esas alınması gereken ücret konusunda uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten 01.01.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5615 sayılı yasanın 2. maddesiyle değişik 193 sayılı gelir vergisi kanununun Asgari geçim indirimi başlıklı 32. maddesine göre “Ücretin gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim indirimi uygulanır. Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için %50’si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için %10’u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için %7,5 diğer çocuklar için %5’i dir. Gelirin kısmi döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz. Öte yandan, pasif devre de herhangi bir işte çalışılmasa bile, sigortalının salt yaşamsal faaliyetlerini sürdürmesinin ekonomik bir değer taşıması nedeniyle bundan yoksun kalan bakımından bir zarar oluşacağı ve bu zararın karşılanması amacıyla pasif devre zararının hesaplanması gerektiği, bu zararın hesaplanması sırasında esas alınması gereken ücretin asgari ücret olduğu Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer bir deyişle pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Bu duruma göre ücret karşılığı fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açıktır.
Somut olayda, pasif dönem için uygulanması gereken asgari geçim indirimi hariç net asgari ücretin, hesap bilirkişisinin raporundaki miktardan daha az olduğu, yani bilirkişi raporundaki rakamın bir miktar fazla belirlendiği, bu hususun davalı temyizi ile itiraz konusu yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davacı tarafın temyiz talebinde bulunmadığı dikkate alınarak usulü kazanılmış hakkın gözetilmesi ile birlikte asgari geçim indirimsiz net asgari ücreti ile pasif dönem zararının belirlenmesi suretiyle yeni bir hesap raporu alınması ve dosyadaki tüm deliller ile birlikte karar verilmesinden ibarettir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 13.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
...