20. Hukuk Dairesi 2018/3330 E. , 2018/7111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine, Orman Yönetimi, ... Büyükşehir Beld. Başk ve ... İlçe Beld. Başk. vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 13.08.2009 tarihli dava dilekçesinde; sınırlarını bildirdiği ... köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiş, Hazine, Medeni Kanunun 713/6. maddesi gereği çekişmeli yerin orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle karşı dava açmıştır. Mahkemece; fen bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 21746,93 m²"lik yerin tarım arazisi niteliğiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davalı Hazine ve Orman Yönetiminin itiraz ve taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay ...Hukuk Dairesinin 13.10.2011 tarih, 2011/7703 E.- 11532 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: ""Mahkemece, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği belirtilerek davacının davasının kabulüne karar verilmiş ise de mahkemenin hükmü yerinde değildir. Şöyle ki; mahkemece, çekişmeli taşınmaza komşu olan parsel tutanakları, varsa dayanak tapu veya vergi kayıtları getirtilerek taşınmaz yönünü ne okuduğu denetlenmemiş, raporu hükme esas alınan orman bilirkişi çekişmeli yeri memleket haritası üzerinde elle boyayarak aplike etmiş, ziraatçi bilirkişinin çekişmeli yerin kültür arazisi özelliği taşımadığı yönündeki raporu dikkate alınmamış, zilyetlik tanıkları ve yerel bilirkişiler taşınmaz başında dinlenerek zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı ile murisleri yönünden tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenmemiş, eski ve yeni hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları ile topoğrafik fotogometri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği getirtilerek uygulanıp taşınmazın niteliği ile konumu ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı saptanmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz"" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararı sonrası yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile, dava konusu ... köyü sınırları içerisinde bulunan fen bilirkişisinin 11/02/2015 tarihli raporda, (A) ile gösterilen 21709,49 m2"lik yerin son parsel numarası verilmek sureti ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline; krokide (B) ile gösterilen 1338,98 m2 yerin ham toprak ve çalılık vasfını taşıdığı için tescil talebinin reddine ve davalı Hazinenin karşı tescil talebinin reddine karar verilmiş hüküm davalılar Hazine, Orman Yönetimi,... ilçe Belediye Bşk. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1982 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz çalılık olarak tapulama harici bırakılmıştır. Bölgede 21.06.1989’da kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
Mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun değildir, şöyleki;
Davalı Hazinenin dava konusu taşınmazlar hakkında karşı tescil talebi bulunduğu halde krokide (B) ile gösterilen 1338,98 m2 yerin ham toprak ve çalılık vasfını taşıdığı için davacı kişi adına tescil talebinin reddine karar verilmesi doğru isede (B) kısmı yönünden davalı Hazinenin karşı tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bilirkişi raporlarında (A) ile gösterilen taşınmaz yönünden temyiz itirazlarına gelince bu kısmın imar planı içine alınıp alınmadığı alınmış ise hangi tarihte alındığı ve bu tarihten 20 yıl öncesinde imar- ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı belirlenmeden karar verilmesi hatalıdır.
Ayrıca dava konusu taşınmazlar ... ilçe sınırları içerisinde bulunmalarına rağmen hüküm kısmında ... ilçesi yazılmış olması ve davanın niteliği gereği yargılama harç ve giderlerinden davacının sorumlu olduğu hususlarıda dikkate alınmadan karar verilmiş olması hatalıdır.
O halde mahkemece öncelikli olarak dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede imar görüp görmediği görmüş ise imara ilişkin tüm bilgi ve belgeler dosya içine alınmalı, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen elemanı ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve ...E.K.; 14.03.1989 gün ve ... E.K. ve 13.06.1989 gün ve...E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ile yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bir orman, bir fen ve bir ziraat bilirkişi kurulu aracılığıyla incelenerek dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, taşınmazların niteliği üzerinde ağaçların yaşı, cinsi, kapalılık oluşturup oluşturmadıkları ve tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı; yine imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı; parselin öncesinin ne olduğu, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlanıp bittiği, zilyetliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğü, kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların imar-ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı; dava konu taşınmazın dava tarihinden önce imar görüp görmediği belirlenerek zilyetlikle kazanma şartlarının imar görmüşse bu imar tarihinden 20 yıl önce tamamlanması gerektiği gözönüne alınarak tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli; oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine, Orman Yönetimi, A... Belediye Bşk. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.