21. Hukuk Dairesi 2016/6271 E. , 2017/9260 K.
"İçtihat Metni"...
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 08/07/1986-30/06/2000 tarihleri arasında geçen Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının gerçek ücreti üzerinden tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyerinde 08/07/1986-30/06/2000 tarihleri arasında geçen ve davalı tarafından eksik ve başka işyerlerinde bildirilen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmişse de varılan bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 08/07/1986-30/06/2000 tarihleri arasında davalı işyeri ve başka işyerlerinden kısmi süreli bildirimlerinin olduğu, bildirimi yapılan işyerleri ile davalı işyeri arasında organik bağ olup olmadığının araştırılmadığı, 102765 nolu davalı işverene ait dönem bordrolarının gönderildiği, davacı, davalı ve bordro tanıklarının dinlendiği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30/06/1999 gün 1999/21-549-555- 03/11/2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
.../...
Somut olayda, davacının ihtilaflı dönemde sigortalı bildirimi bulunan tüm işyerleri ile davalı işyeri arasında organik bağ bulunup bulunmadığı araştırılmadan, hizmetlerinin hangi işyerinde geçtiği, kesintisiz olup olmadığı tespit edilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Yapılacak iş, davacının ihtilaflı dönemde bildirimi olan dava dışı işyerlerinin ticaret sicil kayıtlarını istemek suretiyle davalı işyeri ile aralarında organik bağ olup olmadığını tespit ederek, işyeri dosyaları ve dönem bordrolarını davalı kurumdan getirtilerek, bordro tanıklarını dinlemek, gerek görüldüğü takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurarak sözkonusu dönemler içinde davacının hangi işyerinde çalıştığı, işe giriş ve çıkış süreleri hususunu infazda tereddüt yaratmayacak şekilde kesin olarak belirlemek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
...