3. Hukuk Dairesi 2020/11303 E. , 2021/3330 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 2. ASLİYE HUKUK (TİCARET)MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; elektrik enerjisi ihtiyacını davalı şirketten temin ettiğini, Danıştay 13. Dairesinin 06/04/2011 tarihli ve 2008/2695 Esas 2011/1368 Karar sayılı ilamı ile EPDK"nın 875 sayılı kurul kararının iptaline karar verildiğini, bu nedenle 2006 Eylül – 2010 Aralık döneminde Perakende Satış Hizmeti (PSH) bedelinin nispi ücret olarak tahsilinin hukuki dayanağının ortadan kalktığını, bu çerçevede davalı şirketin aynı dönemde fazladan PSH bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek; şimdilik 5.000 TL"nin KDV"si ve ödeme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı ve gecikme zammının KDV"si ile birlikte davalı şirketten tahsilini talep etmiştir.
Davalı; elektrik faturalarında yer alacak tüm gelir kalemleri ile ilgili düzenleme yapma yetkisinin EPDK"na ait olduğunu, davaya konu PSH bedelininde EPDK’nın düzenleyici işlem niteliğindeki kurul kararıyla uygulamaya koyduğu gelir kalemlerinden biri olması nedeniyle uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; 6446 sayılı Kanun’un 17 nci maddesinin onuncu fıkrası uyarınca kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı tutulduğu, işlemin EPDK’nın düzenleyici işlemlerine ve tarifeler yönetmeliğine uygun olduğunun, bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden ve mahkemenin yetkisinin de bu uygunluk denetimi ile sınırlı olduğundan bahisle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna müracaat edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; alınan tüm bilirkişi raporlarında maktu sayaç okuma bedellerinin tespit edilemediği ve davacının talep ettiği tüm dönemlere ait PSH bedelerinin iadesi gerektiği konusunda hesaplama yapıldığı; ayrıca 6719 sayılı Yasa kapsamında alınan bedellerin EPDK yönetmeliklerine uygunluğunun da ilk derece mahkeme kararına dayanak bilirkişi raporu ve istinaf incelemesinde alınan bilirkişi raporu ile belirlendiğinden, davacının istirdata konu alacağının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- HMK"nın 33 üncü maddesine göre; hakim, Türk hukukunu resen uygular. Diğer bir anlatımla, bir davada ileri sürülen maddi olayların hukuki nitelendirmesini yapmak, uygulanacak hukuk kaidelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir.
Dava; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (EPDK) 875 sayılı kararı ile 01/09/2006 ila 31/12/2010 tarihleri arasındaki geçiş döneminde Perakende Satış Hizmet (PSH) tarifesinin kWh bazında belirlenmesine ilişkin 20 Dağıtım Şirketi İçin Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin, Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendinin Danıştay tarafından iptal edilmiş olması nedeniyle, anılan dönemde davacı şirket tarafından davalı şirkete elektrik tüketim bedelleri ile birlikte ödenen PSH bedellerinin istirdadı istemine ilişkindir.
Hukuka aykırı bulunan idari işlemler hakkında idari yargı yerlerince verilen iptal kararları; iptal edilen karara istinat eden, onunla doğrudan doğruya alakalı tasarruflara da etkilidir. Bu suretle iptal hükmü; iptal edilen karara dayanan, onunla bağlı bir mahiyet arzeden sonuç işlemleri de ortadan kaldırmak suretiyle geçmişe yürümektedir. İptal kararlarının bu özelliği, dava konusu idari tasarruftan önceki hukuki durumun sağlanması gereğinden kaynaklanmaktadır.
Dosya kapsamına göre; davalı şirketin, EPDK"nın, Danıştay tarafından iptal edilen düzenleyici işlemi esas alarak 01/09/2006 ila 31/12/2010 tarihleri arasındaki geçiş döneminde tanzim ettiği faturalar ile elektrik abonesi olan davacı şirketten, tüketilen enerji miktarı (kWh) üzerinden PSH bedeli tahsil ettiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; EPDK"nın düzenleyici işleminin Danıştay tarafından iptal edildiği, buna bağlı olarak geçmişe etkili olarak ortadan kalkan düzenleyici işlem nedeniyle davalı şirket tarafından geçiş döneminde tahsil edilen PSH bedellerinin davacı şirkete iade edilmesi gerektiği gözetilerek, tarafların delil ve karşı delillerinin değerlendirilmesi suretiyle ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede hata yapılarak EPDK"nın halen yürürlükte olan düzenleyici işlemleri hakkında yapılan yasa değişiklikleri nedeniyle istemin tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davacı tarafın diğer, temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.