17. Hukuk Dairesi 2016/11306 E. , 2019/7721 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.06.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını 25.03.2013 tarihinde diğer davalı oğlu ..."e ondan da 25.02.2015 tarihinde akrabası Lukman"a devrettiğinden, bu devirlere ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, borçlunun borca batık olmadığını bilmediğini belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Nail vekili, müvekkilinin taşınmazı önce kullanmak için satın aldığını, daha sonra ticari amaçla sattığını belirtmiştir.
Davalı ..., cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, malvarlığı borcuna yetmeyen borçlunun alacaklarına zarar vermek kastıyla yapmış olduğu işlemlerin borçlunun durumunu bilen kişilerce işlem ortağı olduğu hallerde iptale tabi olduğu, somut olayda taşınmazın bozma kararından önce ..."e devredildiği, anne ile oğul arasındaki satışın sırf taşınmazın kamulaştırma bedelinin Yargıtayca bozulacağını bilerek devredilmiş olmasının gerektiği, devir tarihinde halen mahkeme kararının bozulmadığı, temyizde olduğu, kararın bozulacağını tahmin etmenin taşınmazı devreden kişiden beklenmeyeceği gibi taşınmazın daha sonraki tarihte dava açılmadan ... tarafından dördüncü kişiye devredildiği, bu kişinin sırf dedelerinin akraba olmasının tasarrufun iptaline sebep vermeyeceği gibi ... hakkındaki takibin semeresiz kalmasını bildiği, bilebileceği, aciz vesikası alındığında ..."e tasarrufun iptali davasının açılacağını bilmesinin kendisinden beklenmeyeceği gibi taşınmazın 500.000,00 TL"ye satıldığı, ancak vergi düşük ödemek için az gösterildiği, bir kısım ödemenin bankaca, bir kısmının senetle yapıldığı değerlendirildiğinde taşınmazın satış bedeli ile bilirkişice belirtilen bedel arasında 545.625,6 TL açık oransızlık bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır. Ayrıca bu davaların görülebilmesi için, borcun tasarruf tarihindenönce doğmuş olması ve borçlu hakkında elinmış bir aciz belgesinin olması gerekir.
Somut olayda, dava konusu taşınmaz 23.05.2013 tarihinde davacı ile borçlu arasında devam eden kamulaştırma bedelinin tesbiti davasının yargılaması sırasında satılmıştır.Dava 21.03.2012 tarihinde açılmış 04.10.2012 tarihinde ilk karar verilmiş isede karar temyiz edilmiş ve henüz kesinleşmemiştir. Yapılan yargılamanın sonunda davalı borçluya fazla ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Bu halde borcun taşınmazın satış tarihinden önce doğmuş olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan borçlunun aciz halinde olduğuna ilişkin olarak 01.04.2015 tarihli belge sunulmuştur.
Davalı üçüncü kişi Nihat borçlunun oğlu olup borçlu ile aralarındaki tasarrufun İİK"nun 278/3-1 maddesine göre iptali gerekir.Diğer davalı ... ise taşınmazın bulunduğu yer nüfusuna kayıtlı ve borçlu ile akraba olması nedeni ile İİK"nun 280/1 maddesi gereğince davalı ..."ın da, borçlunun alacaklılarına zarar verme kastı ile yaptığını ve içinde bulunduğu mali durumu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun kabulü gerekir.
Bu halde davacının açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.