17. Hukuk Dairesi 2016/12216 E. , 2019/7724 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.06.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... ve davalı ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ile davalı ... vekili ve davalı ... dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarını 09.04.2014 tarihinde diğer davalı ..."e devrettiğinden, bu devre ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, raiç değerden aldığını ve ödemeleri banka aracılığı ile yaptığını belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..., diğer davalıyı tanımadığını, taşınmazları pazarlık ile raiç değerden sattığını, sattıktan sonra mali durumunun bozulduğunu belirtmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında önemli oransızlık olmadığını, davacının davalı ..."in borçlunun mali durumu ve alacaklılarına zarar verme kastını bilecek durumda olduğunu ispat edemediklerinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile raiç bedel arasında fahiş fark bulunmamakla birlikte, davacı alacaklı tarafından delil olarak sunulan banka kayıtlarından, davalı üçüncü kişi ..."in, takibin borçlularından ve aynı zamanda davalı borçlu ..."in ortağı olduğu ... Turizm Ltd.Şti"ne 2011-2012-2013 ve 2014 yıllarında havaleler yaptığı anlaşılmaktadır. Buna göre davalı ... ile borçlu ..."in ortağı olduğu şirket arasında dava konusu satıştan önce ilişki olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, İİK"nun 280/1 maddesi gereğince davalı ..."in, borçlunun alacaklılarına zarar verme kastı ile yaptığını ve içinde bulunduğu mali durumu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun sabit olması nedeni ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.