Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3804
Karar No: 2017/9325
Karar Tarihi: 16.11.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/3804 Esas 2017/9325 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/3804 E.  ,  2017/9325 K.

    "İçtihat Metni"

    . ...



    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacı ve davalılardan Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı vekilinin temyizine gelince;
    Dava, davacının 01/06/1987-03/05/2009 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile davacının 01.03.2001 - 01.05.2009 tarihleri arası 1005640 iş yeri sicil nolu davalı. ...hizmet sözleşmesine bağlı kesintisiz olarak çalıştığının, 01.03.2001 - 01.05.2009 tarihleri arasında davacının 444 gün hizmetinin kuruma bildirilmemiş ve bu süre için davacının 2.147,76 TL prime esas kazanç elde etmiş olduğunun tespitine karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
    İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi ...) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (...), sigortalı hesap fişi ...) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
    Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden sözedilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle Kurumun Yasa"dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
    Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
    Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/06/1987-30/09/1987 ve 01/12/1987-31/12/1987 tarihleri arasında... ünvanlı ve 55677 sicil nolu işyerinden, 01/01/1988-15/05/1990 tarihleri arasında ... ünvanlı 50498 sicil nolu işyerinden, 03/06/1990-31/08/1990 tarihleri arasında dava dışı ... ünvanlı ve 33652 sicil nolu işyerinden, 01/03/2001-01/05/2009 tarihleri arasında ise giriş ve çıkışlarla davalı şirkete ait ...sicil nolu işyerinden bildirimlerinin yapıldığı, ... ait işyerinden verilen işe giriş bildirgesindeki imzanın davacının eli ürünü olduğu ya da olmadığı yönünde bir tespite gidilemediği, bordro tanıklarının beyanlarının alındığı ve tanıkların davacının dava konusu dönemde davalı işyerinde kesintisiz çalıştığını bildirdikleri anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davacının 01/06/1987-30/09/1987 ve 01/12/1987-31/12/1987 tarihleri arasında bildirimi yapılan ... işyeri ve 01/01/1988-15/05/1990 tarihleri arasında bildirimi yapılan ...e ait işyeri ile davalı şirkete ait işyerinin adreslerinin aynı olduğu ve ... davalı şirketin ortağı olduğu anlaşıldığından bu işyerleri arasında organik bağ bulunduğu, işyerinin ... ait iken ortağı olduğu şirketin kurulmasından sonra işyerinin şirket tarafından işletildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, 1987-1988-1989-1990 yıllarında kısmi bildirimi yapılan davacının 1987 yılından itibaren çalışmalarının kesintisiz devam ettiğinin tespit edilmesi halinde hak düşürücü sürenin geçmesi söz konusu değildir. 03/06/1990-31/08/1990 tarihleri arasında... ait işyerinde geçen çalışmaları bakımından da işe giriş bildirgesindeki imzanın eli ürünü olduğu ya da olmadığı yönünde bir tespite gidilememiş olmasına rağmen bu çalışmaların geçerli kabul edilmesi halinde bile 1987-1988-1989-1990 yıllarında yapılan bildirimlerinden sonra kesintisiz devam eden çalışmaları bakımından hak düşürücü süre dolmamıştır. Ayrıca, ..."ye ait işyerinden yapılan bildirimlerinden sonra çalışmalarının 01/09/1990-03/05/2009 tarihleri arasında kesintisiz olduğunun tespit edilmesi durumunda da dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçmediği ortadadır.
    Yapılacak iş, bordro tanıklarının davacının dava konusu dönemde kesintisiz çalıştığına dair beyanlarını göz önünde bulundurarak ve hak düşürücü süre bakımından yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda değerlendirme yaparak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine,
    16/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    ...



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi