17. Hukuk Dairesi 2016/17407 E. , 2019/7743 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; müvekkillerinden ... ve ..."nin kızı, diğer müvekkillerinin kardeşi ..."in davalı ... idaresindeki araç içerisinde yolcu konumunda seyir halinde iken 30/10/2011 tarihinde kaza geçirdiğini ve 24/12/2011 tarihinde vefat ettiğini, bu sebeple davacılar ... ve ... için bilirkişi raporu ile belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatı ile defin giderlerinin, anne ... ve baba ... için 20.000,00’er TL, diğer davacılar için 10.000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacılara verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekilleri; davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile, davacı ... için 43.537,13 TL maddi tazminatın 10.000,00 TL’sinin 30.10.2011 tarihinden geriye kalan 33.537,13 TL’sinin ıslah tarihi olan 06.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken (davalı ... bakımından poliçedeki teminatla sınırlı olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine, davacı ... için 41.904,34 TL maddi tazminatın 10.000,00 TL’sinin 30.10.2011 tarihinden geriye kalan 31.904,34 TL’sinin ıslah tarihi olan 06.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken (davalı ... bakımından poliçedeki teminatla sınırlı olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine, 440,00 TL defin giderinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı ...’e verilmesine, davacı ... için 5.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL, ... için 3.000,00 TL, ... için 3.000,00 TL ve ... için 3.000,00 TL manevi tazminatın 30.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak bu davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava Borçlar Kanunu"nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma nedeni ile maddi tazminat ve 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının inelenmesinde;
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davacı vekilince dava dilekçesinde anne ... ve baba ... için 20.000,00’er TL, diğer davacılar için 10.000,00’er TL manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece ... için 5.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL, ... için 3.000,00 TL, ... için 3.000,00 TL ve ... için 3.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Manevi tazminatın değerlendirilmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, müteveffa ile davacıların yakınlığı, tarafların kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de gözönünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan somut olayda davacılar için hükmedilen manevi tazminatların bir miktar az olduğu anlaşılmakla, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminatlara karar verilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminatlara hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
3-Dava, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılmıştır. Davacı, kısmi davada saklı tuttuğu fazlaya ilişkin haklarını, ek bir dava açarak isteyebileceği gibi, ıslah dilekçesi verip harcını yatırmak suretiyle de talep edebilir. Kısmi davanın, dava konusunun dava edilmeyen bölümü için borçluyu temerrüde düşürmeyeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
O halde, davalı ... yönünden mahkemece, ıslah edilen kısım itibariyle de istem gibi olay gününden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, arttırılan kısım için yazılı gerekçelerle ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
2918 sayılı KTK’nın 99/1. ve ZMSS Genel Şartları B.2.b maddesi uyarınca, sigorta şirketinin tazminatı ödeme yükümlülüğü kendisine riziko ihbarı yapıldıktan itibaren 8 iş günü sonunda başlar. Davalı ... şirketine davadan önce ihbarda bulunulduğuna ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığından, dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile sigorta şirketi yönünden belirlenen tazminat alacağının tamamı için dava tarihinden faize hükmedilmesi gerekirken (davacının bu yöndeki temyiz istemide gözönüne alınarak) yazılı olduğu üzere faizle sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalı ..."ye geri verilmesine 18/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.