20. Hukuk Dairesi 2018/1553 E. , 2018/7209 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleşen dosya davacısı ... ve dahili davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne, duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında,... ilçesi, Yeşilçevre köyü 101 ada 1 parsel sayılı 21151260,88 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... Kınay, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bir taşınmazının orman sınırları içinde bırakıldığı, taşınmazının orman olmadığı iddiasıyla tespitin iptali ve adına tescili talebi ile dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile 16.03.2011 tarihli fen bilirkişilerinin krokisinde (A) ile işaretli 3478,09 m² yüzölçümlü bölümün tarla niteliği ile davacı gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle, dairece bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21/11/2011 gün ve 2011/9122 E. - 13083 K. sayılı kararında özetle: "Kural olarak kadastro tespitine itiraz davalarında, husumetin tespit malikine yöneltilmesi zorunludur. 3402 sayılı Kanunun 18/1 maddesi gereğince tescile tabi bulunan Devlet ormanlarının, Hazine adına tespit ve tescili gerektiğinden bu davalarda husumetin kullanım hakkı bulunan Orman Yönetiminin yanında Hazineye de yöneltilmesi gerekir. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürelmese dahi resen dikkate alınması zorunludur." gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne ve dava konusu 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptaline, 30/05/2012 havale tarihli fen bilirkişi rapor ve eki krokide (A) harfi ile gösterilen 3.478,09 m2"lik alanın tarla vasfı ile davacı adına tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm dahili davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle, dairece bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 20/11/2012 gün ve 2012/11941 E. - 13024 K. sayılı kararında özetle: "Taşınmazın doğu, batı ve güney sınırında dere bulunduğu halde jeolog bilirkişiden rapor alınmadığı, memleket haritası ve hava fotoğrafının her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmediği, taşınmazın hava fotoğraflarındaki konumunu gösteren krokinin orman bilirkişi raporuna ekli olmadığı, dava konusu orman parseline yönelik açılmış başkaca davalar bulunup bulunmadığının araştırılmadığı anlaşılmıştır.
O halde; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir jeolog bilirkişi, bir ziraat bilirkişi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, rapor alınmalı, ziraat ve orman bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, taşınmazın dere yatağı olup olmadığı, dereden kazanılıp kazanılmadığı yönünde jeolog bilirkişiden rapor alınmalı, yukarıda açıklanan yönteme göre yapılacak araştırma sonunda, parselin orman olmadığı anlaşılırsa, bu defa davacı gerçek kişi yönünden 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı; tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Kabule göre de; 101 ada 1 parsel sayılı sayılı taşınmazın tespitinin iptaline, 30/05/2012 havale tarihli fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3.478,09 m² alanın tarla vasfı ile davacı adına tesbit ve tesciline karar verilmiş, ancak, dava konusu kısım çıktıktan sonra kalan kısmın, Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken, bu konuda karar verilmemiştir. Mahkemece sadece 3.478,09 m² kısma yönelik tescil hükmü oluşturulması usul ve kanuna aykırıdır." gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra,... Kadastro Mahkemesinin kapatılması üzerine dosya ... Kadastro Mahkemesine devredilmiş ve ... Kadastro Mahkemesince, birleşen dosya davacıları ... ve arkadaşları tarafından çekişmeli taşınmaza yönelik olarak açılan davada bu dava ile birleştirme kararı verilmiştir.
Mahkemece, birleşen dosya davacısı ... tarafından açılan davanın reddine, davacı ... ..."ın davasının kabulü ile 101 ada 1 nolu parselin kadastro tespitinin iptaline, 20/02/2014 tarihli fen bilirkişisi raporundaki haritada (A) harfi ile gösterilen 3027,11 m2"lik alanın, adanın son parsel numarası verilerek arsa vasfı ile davacı ... adına, müdahil ..."in davasının kabulü ile (M) harfi ile gösterilen 9092,99 m2"lik alanın adanın son parsel numarası verilerek tarla vasfı ile müdahil davacı ... adına, birleşen dosya davacıları ..., ..., ... ve ... tarafından açılan davaların kısmen kabül ve kısmen reddi ile (B) harfi ile gösterilen 3862,14 m2"lik alanın adanın son parsel numarası verilerek, tarla vasfı ile 1/4"er hisse ile ... ve arkadaşları adına tapuya kayıt ve tesciline, 101 ada 1 nolu parselden geriye kalan kısmın aynı vasıf ve nitelikte aynı parsel numarası ile tespit gibi tesciline, karar verilmiş, hüküm birleşen dosya davacısı ... vekili ile dahili davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılıp 30/09/2010 – 01/11/2010 tarihleri arasında ilan edilen orman kadastrosu vardır.
Mahkemece; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir, Şöyle ki; mahkemece bozma ilamına uyularak dava konusu çekişmeli 101 ada 1 parsele yönelik açılan bir kısım davalar birleştirilerek yargılama yapılmışsa da, dava konusu taşınmazın Siirt Kadastro Mahkemesinin 2017/70 E. sayılı dosyasında da davalı olduğu anlaşılmaktadır. Aynı parsel hakkında açılan davaların maddi ve hukuki irtibat nedeniyle infaza olanak verecek biçimde birleştirilip birlikte görülmesi yasanın amir hükmü olduğundan birbirini yanlış etkiler biçimde farklı sonuçlara meydan vermemek için dosyaların ve aynı parsel hakkında açılmış başka davalar varsa bütün dosyaların, tutanak aslı bulunan derdest olan dava dosyasında birleştirilmesi, bundan sonra önceki bozma gerekleri yerine getirilerek, oluşacak sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.