23. Hukuk Dairesi 2015/7940 E. , 2017/2722 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketin ... yönetim kurulunun 09.06.2005 tarih ve 225 sayılı kararı ile amme alacaklarının tahsili bakımından 5020 sayılı Kanun ile değişik 5411 sayılı Kanun"un geçici 11. maddesi çerçevesinde mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu"nun 15/7a maddesi uyarınca temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin devir alındığını, müvekkil şirketin hakim ortağının davalı ... ve ailesi olduğunu, ... ile Balkaner grubu arasında 12.06.2006 ve 03.09.2007 tarihli protokollerde protokol konusu alacakların tahsil ve tasfiyesi hususunda yapılan anlaşma gereğince müvekkili şirketin borçlu olarak imzasının bulunduğunu, imzalanan bu protokolün şartlarının borçlu ve müşterek borçlu müteselsil kefiller tarafından yerine getirilmediğinden fesih edilip müvekkili şirkete ... tahsilat daire başkanlığının 13.06.2007 tarihli ödemeye çağrı mektubu gönderildiğini, bu işlemden sonra ... tarafından ihale yoluyla müvekkili şirkete ait bir kısım malvarlığının satışının gerçekleştirilip bu satışlar sonrasında ... hesabına toplam 11.930.501,48 TL borç kaydedildiğini, müvekkili şirketin kayıtlarına göre müflis ..."den alacaklı bulunduğu 27.721.494,06 TL alacaktan, 15.790.925,58 TL"lik kısmı şirket eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında açılarak ..."ye temlik edilmiş bulunan mali mesuliyet davasına ayrıca konu edildiğinden kayıt kabul davasına konu edilmeyen 11.930.501,48 TL"nin iflas masasına kayıt ve kabulünü talep etmiştir.
Davalı müflis ... temsilcileri, davacının bir amme borçlusu olduğunu, ... tarafından şirkete karşı yürütülen takibin şirketin yönetim ve denetimi fona devredilen .... Bank A.Ş. ve diğer fon bankalarından kullanmış olduğu kredilerin takibine ilişkin bulunduğunu, alacağın yasa gereği amme alacağı niteliği kazandığını, ..."nin alacağın tahsilinin temini amacıyla davacı şirkete karşı 6183 sayılı Yasa uyarınca göndermiş olduğu ödeme emri işlemlerinin iptali talebiyle şirket tarafından dava açıldığını, daha sonra bu davasından feragat ettiğini, fon tarafından yapılan tahsilatın şirketin bankadan kullanmış olduğu kredilerden kaynaklandığı ve şirketin kendi borcundan düşüldüğünü, satışı yapılan varlıklardan elde edilen tutarın şirketin borçlarından mahsup edildiğinin açık olduğunu, dolayısıyla satışı yapılan varlıklardan müflisin sorumlu tutularak borçlu kabul edilmesinin mümkün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacının da imzalamış olduğu protokol sonrası borcun tahsil edilmesinden sonra davacıya ait araç ve gayrimenkullerin satışından elde edilen miktarın davacının kullandığı
krediler sebebiyle borcundan düşüldüğü, davacının amme borçlusu olduğu gerekçesiyle satılan mal bedellerinin müflis ..."den talep edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosya kapsamına göre; Bakanlar Kurulu"nun 21.12.1999 tarihli ve 99/13765 sayılı kararıyla temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu"nun 14. maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarına istinaden Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu"na devredilen.... Bankası A.Ş. (.... A.Ş.)"nin eski yönetici ve hakim ortağı ..."in 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 110. madde hükmü uyarınca ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 17.10.2007 tarih ve 2005/120 E., 2007/381 K. ilamı ile iflasına karar verilmiş, ... İflas Müdürlüğü"nün 2007/30 sayılı dosyasından iflas işlemlerine başlanılmış, işbu dava iflas kararından sonra 10.02.2009 tarihinde açılmış, iflas kararı taraflarca temyiz edilmeksizin 14.01.2008 tarihinde kesinleşmiş, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 110. maddesinin yollamasıyla, 106. maddesinin, 5. fıkrası gereğince birinci alacaklılar toplantısı yerine kaim olmak üzere, ilgili iflas idare memuru adayları, Fon Kurulu Başkanlığı"nın 18.01.2008 tarih ve 2008/19 sayılı kararı uyarınca ... İflas Müdürlüğü"nün 2007/30 E. sayılı dosyasına önerilmiş, ... 2.İcra Hakimliği"nin 08.02.2008 tarihli kararı ile Fon tarafından önerilen iflas idare memurları Av. .... Av. .... ve Av... görevlerine başlamış, ..."nin, birinci alacaklılar toplantısının İcra Müdürlüğü"nce 13.02.2008 tarihinde yapılmasına ilişkin karara yönelik şikayeti, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi"nce 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 110/2 ve 110/4 yollamasıyla 106/5. maddesi uyarınca tasfiyenin ... tarafından yürütülmesi gerektiği belirtilerek 08.02.2008 tarihli kararı ile kabul edilmiş ve ilk alacaklılar toplantısının iptaline karar verilmiş, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu"nun 16.05.2008 tarih ve 2008/165 sayılı kararı ile ... İflas Müdürlüğü"nün 2007/30 sayılı dosyasından sürdürülen iflas tasfiye işlemlerinin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun Geçici 11. maddesinin yollaması uyarınca, mülga 4389 sayılı Bankacılar Kanunu"nun 16 ve 17. maddelerine göre Fon tarafından yapılması gerektiğinden, tasfiye işlemlerinin Fon Tasfiye Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilmesine, aynı kişilerin iflas idare memuru olarak atanmasına karar verilmiş, bu çerçevede iflas tasfiye işlemlerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Hukuk işleri Daire Başkanlığı"nın 2008/1 sayılı dosyası üzerinden devam edilmiş, "... Tasfiye Dairesi Başkanlığı"nca İİK"nın 206 ve 207. maddeleri gereğince düzenlenen sıra cetveli" başlıklı cetvelde davacının alacak talebinin reddi ile 4. sıra kapsamında değerlendirilmesine karar verilmiş, 08.01.2009 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi"nde ve 09.01.2009 tarihli Star Gazetesi"nde "... Daire Başkanlığı"ndan İflas Dairesi sıfatı ile sıra cetveli ilanı" başlığı ile ilan edilmiş, alacak kayıt talebinde bulunan kişi ve kurumlara tebliğ edilmiş, müflisin iflas tasfiye işlemi İcra ve İflas Kanunu"na göre değil, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılmaya devam edilmiş, bu çerçevede ikinci alacaklılar toplantısı yerine kaim olmak üzere, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Fon Kurulu"nun 12.03.2009 tarih ve 2009/82 sayılı kararı alınmış bulunmaktadır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 106/5. maddesi; " Fon bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 166., 218., 219., 223., 234., 236., 249., 251. ve 254. maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas idaresi,
alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder." hükmünü içermektedir.
..., iflas idaresi görev ve yetkilerini haiz olarak iflas tasfiyesini yürüttüğüne göre, bu sıfatla düzenlenen sıra cetvelinin de ..."nin kamu gücüne dayalı olarak Bankacılık Kanunu uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari karara dayalı bir işlemi olduğu kuşkusuzdur. İflas idaresinin İİK"ndaki haiz olduğu yetkilere ..."nin sahip olması, bu hükümlerden yararlanması bu sonucu değiştirmemektedir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 110. maddesinde, 107. maddeye atıf bulunmadığı gibi, 107. madde uyarınca devir alınan alacaklar nedeniyle Fon"a boçlu olanların iflası halinde 132/9. bent uyarınca Fon"un bir ya da iki temsilcisinin katılımı ile oluşan ve İcra hakiminin seçtiği iflas idaresinin somut olayda söz konusu olmadığı, tamamının Fon"un gösterdiği adaylardan oluştuğu, iflas idaresinin Fon adına tasfiyeyi yürüttüğü anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık Mahkemesi"nin 07.02.2011 tarih ve 2010/69 E., 2011/5 K. sayılı kararında da, ..."nin düzenlediği sıra cetvelinin iptaline idari yargının karar verebileceği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda mahkemece, tüzel kişiliği haiz Fon tarafından İİK hükümlerinden yararlanılarak düzenlenen ve idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetvelinin dava konusu edildiği, davalı Müflis ... iflas idaresinin ... adına tasfiye yürüttüğü, gerçek hasmın ... olduğu, bu cetvelde davacının alacağı ile ilgili alınan kararın iptalini amaçlayan davacının alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa cetvelin davacı alacağı ile ilgili kısmının iptali ile ilgili inceleme yapıp karar vermenin Adli Yargının görevi dahilinde olmadığı, anılan kararın iptali üzerine idarece yeni bir karar alınarak davacının alacağının cetvele kayıt ve kabulüne karar verileceği gözönünde bulundurulup, HMK"nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın esası incelenerek hüküm kurulması doğru olmamıştır. (Dairemizin 05.06.2014 tarih ve 1112 E., 4346 K; 11.06.2015 tarih ve 2014/5898 E., 2015/4495 K.; 23.06.2015 tarih ve 2014/8060 E., 2015/4819 K. sayılı ilamları da bu yöndedir.)
2- Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.