3. Hukuk Dairesi 2020/12405 E. , 2021/3344 K.
"İçtihat Metni"Davacılar ... ve ... ile davalılar ... ve ... aralarındaki vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis davasına dair Çifteler Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25/10/2019 tarihli ve 2018/240 E. - 2019/219 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 10/06/2020 tarihli ve 2020/1742 E. - 2020/2869 K. sayılı ilama karşı davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; mirasbırakan babaları ...’ın ... Noterliğince düzenlenen 24/03/2011 tarihli ve 0603 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile kendilerine vasiyet edilen taşınmazların kurak ve değersiz, davalı ..."ya vasiyet edilen taşınmazların ise kıymetli ve sulak arazilerden oluştuğunu; mirasbırakanın vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetinin bulunmadığı gibi vasiyetnamenin de davalıların baskısı altında düzenlendiğini ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini, olmadığı takdirde tenkisini talep etmişlerdir.
Davalı ...; davayı kabul etmiş ve vasiyetnamenin iptalini istemiştir.
Davalı ...; davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile vasiyetnamenin davacı ...’ın saklı payına yapılan 4.606 TL müdahale kapsamında iptaline dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Dairece verilen 05/07/2018 tarihli ve 2016/20396 E. 2018/7654 K. sayılı kararla; davacı ... yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmediği, vasiyetnamenin iptali isteminin reddine ilişkin kararın ara kararla verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, vasiyetnamenin ehliyetsizlik ve irade sakatlığı nedenleriyle iptali talep edilmişse de gerekçede irade sakatlığına yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, bu sebeplerle ileri sürülen iptal sebepleri incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; mirasbırakanın vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetine haiz olduğunun adli tıptan alınan rapor ile tespit edildiği, davalılardan ... ve eşinin mirasbırakandan sürekli para istedikleri, mirasbırakanın da kendisini eşinden ayıracakları korkusuyla, tehdit altında para vermek zorunda kaldığı,vasiyetnamenin mirasbırakanın oturduğu köye bağlı ilçede düzenlenmeyip, yaşadığı yere uzak bulunan Emirdağ’da düzenlendiği, vasiyetnamenin davalı ..."nın korkutması ve baskısı sonucunda yapıldığı, davalı ..."in de davayı kabul ettiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile, vasiyetnamenin iptaline dair verilen karar, davalı ..."nun temyizi üzerine; Dairece verilen 10/06/2020 tarihli ve 2020/1742 E. 2020/2869 K. sayılı ilamla onanmaış; onama ilamına karşı davalı ... vekili karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
TMK"nın 557 nci maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar;
a) Ehliyetsizlik,
b) Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması,
c) Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlâka aykırı olması
d) Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması hâlleridir.
Vasiyetnamenin iptali sebeplerinden biri olan korkutma (ikrah), kişinin irade serbestîsini ihlal suretiyle onu gerçek istemine uymayan bir beyanda bulunmak zorunluluğunda bırakan, hukukun caiz görmediği davranışlardır. İkrah, maddi ve manevi olmak üzere iki türlüdür. Bir kimseye o akdi yapmasını temin için maddi tazyik yapılmışsa, örneğin eli tutularak zorla sözleşmenin altı imzalatılmışsa bu hâlde maddi ikrah hâli varsayılır. Öte yandan bir kimsede korku yaratarak ona istenilen işlemi yaptırmayı amaçlayan tehdide de manevi ikrah denilir.
Bir ölüme bağlı tasarrufun meydana gelmesine tesir edecek her türlü ikrah, bir iptal sebebi teşkil eder. Ancak, her iki türünde de ikrahın ciddi olması, ikrahın ağır bir tehlike teşkil etmesi, tehdidin yaratacağı tehlikenin derhal gerçekleşecek nitelikte olması, tehdidin bizzat akdin tarafına veya yakınlarına yapılması ve yapılan tehdidin haksız ve hukuka aykırı olması, tehdidin şahsa, namusa, cana, mala veya hürriyete yönelmiş bulunması ve nihayet tehdit ile yapılan işlem arasında illiyet bağı bulunması koşulu aranır.
Öte yandan; TMK’nın 504 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre; “ Mirasbırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir. Ancak, mirasbırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılır.”
Somut olayda; davaya konu vasiyetnamenin davalı ...’nun baskısı ve tehdidi sonucunda düzenlendiğini iddia edilmiş olup, mahkemece; davalı ...’nun mirasbırakandan sürekli para istediği, mirasbırakanın da kendisini eşinden ayıracakları korkusuyla davalı kızına sürekli para vermek zorunda kaldığı, vasiyetnamenin korkutma ve baskı altında düzenlendiği gerekçesiyle iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosyada dinlenilen tanık beyanları dikkate alındığında; mirasbırakanın, davalı eşi ... ile birlikte yaşadığı, çocuklarının kendisiyle ilgilenmediği, başkalarının yardımıyla ihtiyaçlarını karşıladığı sabit olup, gerek vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte iradesini bozacak nitelikte bir ikrahın etkisi altında bulunduğu, gerekse düzenlemeden sonra da bu etkinin sürdüğü kanıtlanabilmiş değildir.
Kaldı ki; mirasbırakanın ölünceye kadar çocuklarından ayrı yaşamış olmasına rağmen, 24/03/2011 tarihli davaya konu vasiyetnamesinden öldüğü 06/02/2013 tarihine kadar dönmediği de görülmektedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, davalı ... yönünden vasiyetnamenin iptaline ilişkin vakıaların varlığının davacılarca ispat edilemediği gözetilerek, bu davalı yönünden davacıların tenkis isteminin incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, mahkeme kararının bu gerekçeler ile bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu defa yapılan yeniden inceleme sonucu anlaşıldığından; davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK"nın 440. maddesi gereğince davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairece verilen 10/06/2020 tarihli ve 2020/1742 E. 2020/2869 K. sayılı onama ilamının bu davalı yönünden KALDIRILMASINA, mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alının karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 30/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi. Başkan