3. Hukuk Dairesi 2016/13973 E. , 2018/4008 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 5.046.93.-TL tüketim bedeli istenildiğini, sayacın sağlam olduğu sonucuna ulaşıldığını, önceki tüketim bedelleri ile kıyaslanması gerektiğini ileri sürerek; borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir .
Davalı, sayacın sağlam ve doğru çalıştığını, suyun boşa akmasından davacının sorumlu olduğunu, hatalı okuma yapılmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir .
Mahkemece; davacının 5.000.00.-TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
HMK.nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca hakim; Çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakim, kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip olması, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.
HMK’nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda, Bilim Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğünün 26/01/2015 tarihli raporunda sayacın sağlam olduğu, doğru çalıştığı belirlenmiştir. Hükme dayanak yapılmayan ve makine mühendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda bu kadar su tüketilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sayaç okuma ve belgelendirme hizmetinin ayıplı olduğu, önceki tüketimlere göre faturanın 60 m3 suyun bedeli olan 98.64.-TL olması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin ise teknik bir konuda başvurduğu uzman görüşünü de benimsemeden bizzat hesaplama yaparak hüküm oluşturduğu anlaşılmaktadır .
Bu durumda, mahkemece; davaya konu sayacın bozuk olmadığının anlaşılmasına, suyun bir şekilde boşa akarak da olsa davacı tarafından tüketilmiş olduğu açık olduğuna göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.