Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/15002
Karar No: 2018/4070
Karar Tarihi: 17.04.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/15002 Esas 2018/4070 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/15002 E.  ,  2018/4070 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 17.04.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı asil ... ve vekili Av.... geldi. Karşı taraf davacı vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalıya ait dükkanı inşaat malzemeleri satış yeri olarak kullanmak amacıyla kiraladığını, davalının sebep yokken işyerinin kapı kilitlerini kırmak suretiyle içeriye girip inşaat malzemelerine ve kiralanana zarar verdiğini belirterek, zarar verilen malzeme bedelini, yoksun kalınan ticari kazanç kaybını, zarar verme tarihi olan 22.11.2008 tarihi ile sözleşme sonu olan 01.02.2011 tarihi arası gelir kaybı zararını, sözleşme ile kararlaştırılan depozitonun iadesini ve tespit dosyasında belirlenen faydalı imalatların tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; tespit dosyası ile belirlenen zararı kabul etmediğini, davacının bir kısım kiraları ödemediğini, davacının bazı eşyaları sökerek götürdüğünü, kalıcı imalatların davacı tarafından değil önceki kiracılar tarafından yapıldığını, hakkında devam eden ceza davasının beklenmesi gerektiğini belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, ticari kazanç kaybı zararının ticari defterlerin usulüne uygun tutulmaması nedeniyle, inşaat ve kalıcı imalatlar ile depozito alacağına yönelik istemin ticari kayıtlarda bilgi bulunmaması nedeniyle, zararın ve zarar miktarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine
    Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 26.11.2015 tarih, 2014/11686 esas 2015/10431 karar sayılı ilamıyla “... Davalı kiraya veren hakkında 22.11.2008 tarihli konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar vermek eylemleri nedeniyle ... 10. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan ceza yargılamasında, davalı ...’ın kira ilişkisi devam ederken dükkanı kiracı katılan Şenol Ahlatlı’nın isteği dışında boşalttığı ve dükkandaki malların bir kısmına zarar vererek dükkanı bir başkasına kiraya verdiği şeklinde tespitte bulunularak konut dokunulmazlığı ve mala zarar vermek suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, kararın Yargıtay 15.Ceza Dairesince 14.2.2013 tarihinde onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi (6098 sayılı TBK 74. madde) düzenlemesine göre; hukuk hakimi ceza mahkemesinin kararı ile bağlı değilse de, olgu belirlenmesi ve mahkumiyet kararları ile bağlıdır. Kesinleşen ceza dosyasındaki bu belirleme, davacı tarafından yaptırılan 22.12.2008 tarihli tespit dosyası, 25.11.2008 tarihli polis tutanağı ve dosya içerisindeki tanık anlatımları ile diğer belge ve bilgilere göre, davalının haksız eyleminin sabit olduğu, davalı tarafından kiralanandaki bir kısım eşyalara zarar verildiği ve bu nedenle mecurun tahliye edildiği açıktır. Buna göre mahkemece yapılacak iş, davalının zarar verici eyleminin sabit olduğu kabul edilerek hangi tür ve hangi tutarda zararın doğduğu tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar vermektir. Ancak uğranılan zarar miktarı tam olarak tespit edilemiyorsa olayın oluş biçimi, zarar görenin bu kapsamda aldığı önlemler göz önünde tutularak 818 sayılı Borçlar kanunu 42. maddesi (6098 sayılı TBK 50.madde) uyarınca hakkaniyete göre belirlenmelidir. Mahkemece, davacının her bir talebi yönünden ayrı ayrı değerlendirilip zarar kapsamı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir...” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; ek bilirkişi raporu alınarak ve davacı tarafından yapılan ıslaha göre davanın kabulü ile toplam 106.911,49 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davalının taşınmazda kalan mallara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Mahkemece, hükme esas alınan 28.03.2012 tarihli bilirkişi raporunda davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı bu nedenle sahibi lehine delil niteliği olmadığı belirtildiği halde, işyerinde kalan malların bedellerinin sadece bu defterlere göre belirlendiği görülmektedir. Bu haliyle anılan bilirkişi raporu son derece yetersiz olduğu gibi Yargıtay denetimine de elverişli değildir.
    Dosya arasında bulunan ... 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/503 esas 2010/980 karar sayılı dosyasında davacı şirket Yetkilisi ve kiracı olan Şenol Ahlatlı"nın başvurusu üzerine "şahsın beyanına göre; 1.000 TL tutarında bordür taşının olmadığı, dükkanın kapılarında bulunan asma kilitlerin değiştirildiği, bu nedenle dükkana girilemediği, dışarıdan yapılan gözetlemede, dükkanın içinin boş olduğu, 3.000 TL değerindeki teşhir malzemelerinin olmadığı, (ayrıca 3.000 TL işçilik değeri bulunan) dükkanda şahsa ait sadece küvet, kompact set (duşa kabin) ve klimanın kaldığı, dükkanda ayrıca kendisine ait önceden de bir eşyanın olmadığı, duvarlarda yapılan tadilatlara hasar verildiği, dükkanın eski düzenine kavuşturmak için yaklaşık 5.000 TL masrafı olduğu kendi beyanından anlaşılmakla..." şeklinde düzenlenen ve imzası bulunan 25.11.2008 tarihli polis görgü tespit tutanağının içeriğine gerek ceza dosyasında gerekse işbu dava dosyasında itiraz edilmediği gibi taşınmaza davalı tarafından 22.11.2008 tarihinde el konulmasından sonra 30.11.2008 tarihli fatura ile davacı tarafından 12.725 TL"lik mal satışı yapıldığı tespit edilmiştir. Bu durumda davacının taşınmazda kalan mallarının 25.11.2008 tarihli davacı şirket yetkilisinin imzasını taşıyan polis görgü ve tespit tutanağına göre belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik ve hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesisi doğru değildir.
    3-Davalının ıslah edilen kısma yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK"nın 176.maddesinde (HUMK.83.maddesi) ıslah; "Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir." olarak tanımlanmıştır.
    Aynı Kanunun müteakip 177. maddesinde (HUMK.84.maddesi) ise, ıslahın tahkikat bitinceye kadar kadar yapılabileceği öngörülmüş olduğundan ve temyiz faslında da, bozmadan sonra dahi ıslahın olanaklı bulunduğuna dair açık veya örtülü bir hüküm yer almadığından, Kanunun bu olanağı bir devre ve zaman ile sınırlandırdığı kabul edilme ve bu nedenle bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı sonucuna varılması zorunludur.
    Nitekim 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; dava açıldıktan sonra mevzuunda, sebebinde ve delillerde ve sair hususlarda usule müteallik olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmek ve eksiklikleri de tamamlamak imkanını veren ve mahkeme kararına lüzum olmadan tarafların sözlü ve yazılı beyanlarıyla yapılabilen "ıslah"ın; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 84. maddesinin açık hükmü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabileceği Yargıtay"ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağı açıklanmıştır.
    Yine; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E.- 2016/1 K.sayılı ilamı ile "Her ne sebeple verilirse verilsin, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesine gerek olmadığına" karar verilmiştir.
    O halde mahkemece; davalı taraf lehine doğmuş olan usuli kazanılmış hak ile bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı hususları da göz önüne alınarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu bozmadan sonra yapılan ıslaha göre hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikince ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün davalı taraf yararına BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi