3. Hukuk Dairesi 2017/14817 E. , 2018/4080 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 17.04.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av.... geldi. Karşı taraf davacı vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; müvekkilinin davalıya ait 4599m2 alanlı arsaya inşa edilen 247 no’lu lokanta ve müştemilatını ihale sonucu yap- işlet- devret şeklinde 24.11.2009 tarihinde 10 yıl süreli olarak kiraladığını, sözleşmeye ekli projede belirtildiği şekliyle inşaatın 03.07.2010 tarihinde tamamlanarak faaliyete başlandığını, kira bedelinin zamanında ödenmemesine bağlı olarak İcra Hukuk Mahkemesinin kararı üzerine 12.10.2012 tarihinde temerrüt nedeniyle tahliye edildiğini, sözleşmenin 10 yıl süreli olarak yapılmış olmasına duyulan güven sonucu masrafa katlanıldığını, ekli proje dışında da faydalı ve zorunlu imalatlar yaptığını, 13.11.2012 tarihinde yaptırılan 2012/98 D.İş sayılı tespit dosyasında faydalı imalatların tespit edildiğini belirterek diğer tazminat hakları saklı tutularak 1.003.129 TL faydalı imalatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davacının temerrüde düşmesi nedeniyle mahkeme kararı uyarınca tahliyesine karar verildiğini, kusurun davacı kiracıda olduğunu, sözleşmenin 12/3 ve ihale şartnamesinin 19/3 maddesi uyarınca yapılan imalatların belediyeye ait olduğunu belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 954.606 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 23/06/2016 gün ve 2016/5766 E- 2016/4966 K. sayılı kararı ile; ".... faydalı imalatların yapıldıkları tarih itibariyle değerleri tespit edildikten sonra yıpranma payı da düşülerek sözleşmenin kalan süresi ile orantılı olarak bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile imalatların dava tarihi itibariyle değerleri tespit edilip amortisman (yıpranma) gideri düşülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonrasında davanın kısmen kabulüne, 910.840,02 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
Somut olayda; mahkemece uyulan bozma ilamında yapılması gerekenler açıklanmış, bu konuda davalı lehine usuli müktesep hak oluşmuştur. Mahkemece bozmadan sonra yapılan keşif sonrası alınan 24.05.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda yine dava tarihi itibariyle belirlenen bedeller esas alınmış ve bunlar üzerinden aşınma payı düşülmüş ancak sözleşmenin kalan süresi ile oranlama yapılmadan tamamının kabulüne karar verilmiştir.
O halde, mahkemece; bozma ilamında belirtildiği üzere, bozma kararının gereği yerine getirilerek kiracı tarafından yapılan imalatların nelerden ibaret olduğu ayrıntılı ve tereddüte yer vermeyecek şekilde tek tek tespit edilerek, hangisinin zorunlu ve faydalı masraflar, hangilerinin lüks masraflar olduğunun belirlenmesi, belirlenen zorunlu ve faydalı masraf kalemlerinin imalat tarihi itibariyle yıpranma payı düşülmüş bedellerinin, kalan kira süresi ile orantılı olarak tespiti ve sökülüp götürülebilecek imalatların sözleşme hükümleri uyarınca istenemeyeceğinin de nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.