Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3206
Karar No: 2018/7283
Karar Tarihi: 12.11.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/3206 Esas 2018/7283 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2018/3206 E.  ,  2018/7283 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve katılan ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ...köyü 56 parsel sayılı, 90800 m2 yüzölçümlü taşınmaz tarla niteliği ile 15/12/1953 tarih 164, 165, 166, 167 sıra nolu ve 04/11/1959 tarih ve 9 sıra nolu tapu kayıtlarına dayanarak... adına, 57 parsel sayılı 104600 m2 yüzölçümlü taşınmaz, tarla niteliği ile belgesizden kullanıcısı .... tarafından zilyetlik koşullarının oluşmaması nedeniyle ... adına, 55 parsel sayılı 40200 m2 yüzölçümlü taşınmaz tarla niteliği ile belgesizden ... adlı kişiye ait olduğu ancak köyde oturmaması nedeniyle, zilyetlik belgeleri ibraz edildiğinde malikler adına düzeltilmek üzere ... adına, 59 parsel sayılı, 38600 m2 yüzölçümlü taşınmaz tarla niteliği ile 26/05/1953 tarih 262, 263 sıra nolu tapu kayıtlarına dayanarak ... ve ... adlarına tespit edilmiştir.
    Davacı ... kadastro müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçelerinde 09/12/1930 tarih 106 cilt, 35 numaralı tapu kaydına göre 214 dönümlük tarlanın kadastro sırasında 58 parsel numarası ile 55200 m2 olarak tesbit edildiğini eksik kalan kısmın 55, 56, 57, 59 parsellere tespit gördüğünü belirterek bu parsellerin yeniden ölçülerek düzeltilmesini talep etmiştir. Komisyon tarafından dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Davacı vekili 22/09/1975 tarihli oturumda 55, 56, 57, 58, 59 nolu parsellere itirazlarının bulunmadığını, 58 nolu parselin davacı adına tespit gördüğünü, itiraz ettikleri yerlerin 1970/132 Esas sayılı dosyada gösterilen 434, 435, 431, 436, 331, 332 ve 330 parseller olduğunu, bu davadaki itirazlarından vazgeçtiklerini belirtmiştir.
    Davacı ..., dava konusu 56 ve 59 parsellerin ... adına tesbiti gereken yerlerden olduğu iddiasıyla kadastro müdürlüğüne itirazda bulunmuş, komisyon tarafından dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
    Davalılardan ... 57 nolu parsel için kadastro müdürlüğüne sunduğu ve 1963/618 E. -1964/152 K. sayılı dava olarak kaydedilerek asıl dava ile birleştirilen itiraz dilekçesinde, bu parselle bir ilgisi bulunmadığı ve kullanımında da olmadığı halde adına tespit edildiğini belirterek, “zilyedi ...’dir” olarak yazılı adının iktisab sebebi bölümünden çıkarılmasını talep etmiştir.
    Davacılar ..., Vacide Yararlılar kadastro müdürlüğüne sundukları 01/11/1962 tarihli dilekçelerle 55, 56, 57 parsellere yaptıkları itirazda, ...... Çiftliği mevkiinde bulunan ve 26/11/1947 tarihli cilt 1, sayfa 18, sıra 40 ile 21/06/1947 tarihli cilt 80,

    sayfa 77, sıra 98’de tapuya kayıtlı bulunan ve tapu miktarı 69.844 m2 olan iki tapunun, ... köyü 55, 56, 57 parsel olarak tespit gören yerleri içine aldığını, tapu kayıtlarının sınırları aynı olduğu gibi maliklerinin yarı yarıya Vacide Yararlılar ve ... olduğunu ve revizyon görmediğini, belirterek, taşınmazların yarı yarıya olmak üzere ... adına ve ... adına tesciline karar verilmesini istemiş; kadastro mahkemesine intikal eden ve 1963/616 - 617 - 618 Esas numarası ile kayıtlı olan dava dosyaları 1963/620 Esas sayılı asıl dava dosyası ile birleştirilmiştir.
    ... 24/02/2005 tarihli dilekçeyle, abisiyle (...) birlikte 24/06/1983 tarihinde aynı tarihli cilt 234, sayfa 92, sıra 1 ve 2 nosunda kayıtlı ve 59 parsele revizyon gören taşınmazı malikleri olan ... ve ...’dan satın aldıklarını belirterek davaya dahil olmak istemiş, aynı istem davacı ... ve Vacide Yaralılar vekilince de dilekçeyle istenmiş ve Kadastro Kanununun 40. maddesindeki, kadastro mahkemesinde görülmekte olan bir dava konusu taşınmaz başkasına devredildiği takdirde davaya devralan devam eder hükmü gereği, taşınmazı satın alan doğrudan davalının yerine geçeceğinden ve bu nedenle davayı takip edebilmesi için müdahil olmasına, harç yatırmasına gerek bulunmadığı gerekçesiyle eldeki davada dahili davalı olarak kaydedilmişlerdir.
    ... ve ... vekilleri 30/10/2007 tarihli dilekçeyle davaya katılma isteminde bulunmuş ve 4 ayrı tapu kaydına dayanarak dava konusu taşınmazların toplam 71989 dekar olarak murisleri olan babaları tarafından 1953 yılında sahiplerinden tapulu olarak satın alındığını, 14400 m2"lik kısmının ... adına tespit edildiğini, kalan 57539 m2"lik kısmının ise halen kendilerince kullanılmakta olduğunu belirterek, bu kısmın katılanlar adına tapuya tesciline karar verilmesini istemişler; istemlerinin, 59 parsel içindeki (B2) bölümü hakkında olduğu sonucuna varılmış ve davacılardan Süreyya ..., 59 parsel hakkında açtığı davadan vazgeçmiş olmakla birlikte, davacı Hazinenin davası sürdüğünden katılma istemi geçerli kabul edilerek davaya dahil edilmişlerdir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne;
    1)Çekişmeli 59 sayılı parsel yönünden davacı ... ...’ın davasının feragat nedeniyle reddine, Hazinenin davasının taşınmazın Hazineyle ilgisi olmadığından reddine, katılan ...’un davasının kısmen kabulü ile taşınmazın fen bilirkişi rapor ve krokisinde (C1) harfiyle gösterilen 25736 m2 miktarındaki bölümünün katılanın dayandığı Haziran 1983 tarih 1 ve 2 sıra numaralı tapu kayıtlarının kapsamında kalması nedeniyle katılan ve kardeşi ... adına tapuya tesciline, katılanlardan Salim ve diğerlerinin davalarının kabulü ile taşınmazın fen bilirkişi rapor ve krokisinde (B2) harfiyle gösterilen 11950 m2 miktarındaki bölümünün katılanların dayandığı Aralık 1953 tarih 164-167 ve Kasım 1959 tarih 9 sıra numaralı tapu kayıtlarının kapsamında kalması nedeniyle komşu 56 sayılı parsele eklenmek suretiyle tapu maliki ... mirasçıları adına tapuya tesciline, taşınmazın (C2) harfiyle gösterilen 914 m2 miktarındaki bölümünün ise tespit gibi tapuya tesciline,
    2)Çekişmeli 57 sayılı parsel yönünden davacı ... ...’ın davasının feragat nedeniyle reddine, davacı ...’in davasının taşınmaz üzerinde hak iddiasında bulunmayıp sadece beyanlar ve şerhler hanesinden adının kullanıcı olarak çıkartılmasını istediğinden ve Tapu Müdürlüğünce işlem gerçekleştirilmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, davacılar ...’nın davasının dayandıkları Haziran 1947 tarih 115 ve Kasım 1947 tarih 51 sıra numaralı tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazı kapsamadığı gerekçesiyle reddine, taşınmazın (D3) harfiyle gösterilen 30873 m2 miktarındaki bölümünün nehir yatağı olduğu anlaşıldığından tescil harici bırakılmasına, (D1/2) ve (D2/1) harfleriyle gösterilen 14050 m2 ve 7818 m2 miktarındaki bölümlerinin kıyı kenar şeridi içinde kalıp ekonomik yarar sağlaması mümkün olan yerlerden olduğundan 3402 sayılı Kanunun 18.maddesi gereğinde ... adına tesciline, (D1/1) ve (D2/2) harfleriyle gösterilen 43300 m2 ve 8559 m2 miktarındaki bölümlerinin ise iddiaların ispatlanamaması nedeniyle reddine ve tespit gibi ... adına tapuya tesciline,
    3)Çekişmeli 55 sayılı parsel yönünden davacı ... ...’ın davasının feragat

    nedeniyle reddine, davacılar ...’nın davasının dayandıkları Haziran 1947 tarih 98 ve Kasım 1947 tarih 40 sıra numaralı tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazı kapsadığı gerekçesiyle kabulüne ve taşınmazın davacılar ve mirasçıları adına tapuya tesciline,
    4)Çekişmeli 56 sayılı parsel yönünden davacı ... ...’ın davasının feragat nedeniyle reddine, davacılar ...’nın davasının dayandıkları Haziran 1947 tarih 115 ve Kasım 1947 tarih 51 sıra numaralı tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazın (A2) harfiyle gösterilen 29644 m2 miktarındaki bölümünü kapsadığı gerekçesiyle kısmen kabulüne ve bu bölümün 55 sayılı parsele eklenmek suretiyle davacılar ve mirasçıları adına tapuya tesciline, Hazinenin davasının kısmen kabulü ile taşınmazın (B1/1) harfiyle gösterilen 4094 m2 miktarındaki bölümünün kıyı kenar şeridi içinde kalıp bu bölüm hakkında imar ihyaya dayalı kazanımı iddia ve ispat eden olmadığından ... adına tapuya tesciline, (B3) harfiyle gösterilen 1380 m2 miktarındaki bölümünün nehir yatağı olduğu anlaşıldığından tescil harici bırakılmasına, taşınmazın geriye kalan bölümünün tespit gibi ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından tüm taşınmazlara yönelik olarak katılanlardan ... ve ... tarafından ise 59 sayılı parselin reddedilen bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Yörede tespit tarihinden önce yapılan orman kadastrosu bulunmamaktadır.
    1)Davacı Hazinenin dava konusu 57 parselin (D1/2) harfi ve (D2/1) harfi ile gösterilen bölümleri ile dava konusu 56 parselin (B1/1) harfi ile gösterilen bölümleri dışında kalan dava konusu yerler ile katılanlardan ... ve ... tarafından ise 59 sayılı parselin reddedilen bölümüne yönelik olarak temyiz itirazları bakımından;
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, ve dava konusu çekişmeli 59 sayılı parsel yönünden davacı ... ...’ın davasından feragat ettiğini bildirdiği; taşınmazın hazineyle ilgisi bulunmadığı anlaşıldığı taşınmazın krokilerde (B2) ile gösterilen 11950 m² miktarındaki bu kısmın, katılanlar Salim, İskender, Orhan, ...’in dayandıkları 15/12/1953 tarihli 164, 167 nolu ve 04/11/1959 tarihli 9 sıra nolu tapular kapsamında kaldıkları, aynı krokilerde (C1) ile gösterilen 25736 m2"lik yerin, Mayıs 1953 tarihi 262, 63 sıra nolu tapu kayıtları kapsamında kaldığı ve tapu malikleri olan Aksoy’lar tarafından, katılanlar Tacettin oğlu ...’a 25736 m2 olarak satılarak 10/12/1982 tarihinde 234 cilt, 91 sayfa, 1 ve 2 sıra nolu tapu kayıtlarına dönüştüğü, sonrasında bu kişi tarafından payının yarısının kardeşi ...’a tapuyla devredildiği ve bu şekilde bu kısmın, aynı cilt-sayfa nolu ve 24/06/1983 tarih 1 ve 2 nolu tapularla bu kişilere ait hale geldiği, (C1) dışındaki kısımların dayanak tapuları kapsamı dışında kaldığı ve tespit tarihi olan 1962 yılından önceki 20 yıl boyunca burayı kullandıklarını ispatlayamadıkları anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, çekişmeli 57 sayılı parsel yönünden davacı ... ...’ın davasından feragat ettiğini bildirdiği; davacı ...’in, bu parsel üzerinde hak iddia etmediği, aksine taşınmazla ilgisi olmadığını belirterek kadastro tutanağının “beyanlar ve şerhler” hanesinden adının kullanıcı olmaktan çıkarılması istemi hakkında, itiraz dilekçesi mahkemeye gönderilmeden önce tespit maliki hazinenin “uygundur” cevabı üzerine Tapu Müdürlüğünün bu işlemi askı ilanı süresi içinde gerçekleştirdiği ve bu düzeltmenin kadastro tutanağında yazılı olduğu görülmüştür. Davacılar Vacide Yaralılar ve ...’in dayandıkları 21/06/1947 t. 115 sıra nolu ve 26/11/1947 t. 51 sıra nolu tapu kayıtlarının, 57 nolu parsele ait olmadığı gibi (D1/1) ile gösterilen 43300 m² lik yer ile (D2/2) ile gösterilen 8559 m² lik yer için açtıkları davanın ise ispatlanamadığı anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, çekişmeli 55 sayılı parsel yönünden ise davacı ... ...’ın davasından feragat ettiğini bildirdiği; parselin tamamının davacılar Vacide Yaralılar ve ...’in dayandığı Kasım 1947 tarih 40 sıra nolu ve Haziran 1947 tarih 98 sıra nolu tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, çekişmeli 56 sayılı

    parsel yönünden ise davacı ... ...’ın davasından feragat ettiğini bildirdiği; parselin krokilerde (A2) ile gösterilen 29644 m²"lik kısmının, davacılar Vacide Yaralılar ve ...’in dayandığı Kasım 1947 tarih 40 sıra nolu ve Haziran 1947 tarih 98 sıra nolu tapu
    kayıtlarının kapsamında kaldığı anlaşılmış (ve bu kişiler 56 nolu parsele itiraz ederken, yalnızca dayanak tapularının miktarı olan 69844 m2"lik yeri, 55 nolu parselle birlikte tamamlayabilecek kısmı için istekte bulunduklarına ve harita mühendisi bilirkişinin 25/04/2012 tarih raporunda (A1) olarak gösterilen ve aynı tapu kayıtları kapsamında kalan 55 nolu parselin alanı 40200 m2 ve 56’dan alınan 29644m2"lik (A2) kısmının toplamı 69844 m2 olduğuna göre istemleri tamamıyla kabul edilmiş olduğu; davacı ... yönünden ise (A2) kısmının davacılar Vacide Yaralılar ve ...’e ait olduğu anlaşıldığından, parselin (B1/1), (B3) ve (A2) bölümleri dışında kalan kısımlarının da Hazineyle bir ilgisinin bulunmadığı anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
    2)Davacı Hazinenin dava konusu 57 parselin (D1/2) harfi ve (D2/1) harfi ile gösterilen bölümleri ile dava konusu 56 parselin (B1/1) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazları bakımından;
    Mahkemece davaya konu 57 parselin (D1/2) harfi ile gösterilen 14050 m²"lik bölümü ile (D2/1) harfi ile gösterilen 7818 m²lik bölümünün ve davaya konu 56 parselin (B1/1) harfi ile gösterilen 4094 m²"lik bölümünün kıyı kenar çizgisinde kalması nedeniyle ... adına tesciline karar verilmiş ise de kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı saptanan taşınmaz bölümlerinin niteliği nazara alındığında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddesi gereğince tescil ve sınırlandırmaya tabi olmadıkları anlaşılmakla tapuya tescil edilmeyip tescil harici bırakılmaları gerektiği halde ... adına tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: 1)Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin dava konusu 57 parselin (D1/2) harfi ve (D2/1) harfi ile gösterilen bölümleri ile dava konusu 56 parselin (B1/1) harfi ile gösterilen bölümleri dışında kalan dava konusu yerler ile katılanlardan ... ve ... tarafından ise 59 sayılı parselin red edilen bölümüne yönelik olarak temyiz itirazları yönünden hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince katılanlardan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine,
    2)İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin dava konusu 57 parselin (D1/2) harfi ve (D2/1) harfi ile gösterilen bölümleri ile dava konusu 56 parselin (B1/1) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/11/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi