21. Hukuk Dairesi 2016/11369 E. , 2017/1182 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, murisi ..."in davalı işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı ile ihbar olunan vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının murisi ..."in 08.09.1957 ile Kasım 1960 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacının murisi adına 08.09.1957 tarihli ve Sırrı Öner adına 16.09.1959 ve 15.09.1960 tarihli işe giriş bildirgeleri verildiği, Bismil Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/728 E. dosyası ile İşyeri dönem bordrosunda ismi Sırrı Özer olarak yazılan kişinin davacı murisi ... ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verildiği ve 1957 /9 döneminde 23 gün,1969 /9 döneminde 15 gün,1959/10 döneminde 30 gün,1959/11 döneminde 5 gün ve 1960 /9 döneminde 16 gün ,1960/10 döneminde 30 gün,1960/11 döneminde 30 gün hizmetin bu şekilde davacı murisinin hizmet cetveline işlendiği anlaşılmaktadır.Dosya içinde 1960 yılı eylül -ekim -kasım,1959 yılı eylül- ekim- kasım ve 1957 yılı eylül ayına ait dönem bordroları bulunmaktadır.
Yapılacak iş, 240 sicil numaralı davalı işyerinin ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarının tamamını dosyaya celbetmek,davalı işverenin davacının sadece kampanya dönemlerinde çalışan bir işçi olduğu itirazı bulunduğundan ,işyerinin müdür,şef amir gibi yetkili kişilerini ve dönem bordrosunda kayıtlı ve tarafsız tanıkları saptayarak davacının kampanya işçisi olup olmadığını,kampanya dönemi dışında da sürekli çalışması bulunup bulunmadığını değerlendirmek ,fabrikanın tespit istenen dönemde kampanya dışında da faaliyeti olup olmadığını belirlemek ,fabrikanın sadece kampanya döneminde çalıştığının belirlenmesi ve uyuşmazlık konusu dönemin tamamında kayıtlı çalışması bulunan bordro tanıklarının, o iş yeri müdür şef ,amir ve yetkililerinin bu yönde beyanda bulunması durumunda kamyanya dönemi dışında çalışması olamayacağını değerlendirerek karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı ve ihbar olunanın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş."ne iadesine
20.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.