3. Hukuk Dairesi 2016/15868 E. , 2018/4169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; kullandığı enerji miktarının 6238 KWH olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya 1478,406 TL borçlu olduğunun, fazladan yapılan 19.728,054 TL asıl alacak miktarı için borçlu olmadığının tespitini ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacı hakkında tutulan 11.11.2010 tarih ve 11627 seri numaralı kaçak-usulsüz elektrik tespit tutanağının "abone olmadan elektrik kullanmak" tespiti ile tutulduğunu, ceza dosyasındaki belirlemelerin bağlayıcı olmayacağını, davacı hakkında tutulan kaçak elektrik tutanağı ve tahakkukunıun ilgili yasa ve yönetmeliklere uygun olarak düzenlendiğini, Anamur İcra Müdürlüğünün 2011/2111 E. Sayılı dosyasında başlatılan icra takibi uyarınca davacının davalı müvekkile borçlu olduğunu, yasal süresi içerisinde açılmayan usul ve yasalara aykırı davanın reddi ile davacı aleyhine %40 oranında inkar tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 21.206,46 TL asıl alacak bakımından davacının 15.631,00 TL"lik kısmı yönünden borçlu olmadığının tespitine, 3.249,80 TL gecikme cezası bakımından davacının 2.438,57 TL"lik kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine, 584,96 TL KDV bakımından ise davacının borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak, 1.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde; gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Somut olayda; davalı kurum görevlilerinin 11.11.2010 tarihinde davacının abonesiz ve davalı idareye kayıtlı olmayan sayaç takarak kaçak elektrik kullandığını tespit etmeleri üzerine ilgili görgü tespit tutanağını düzenledikleri, hükme esas alınan 26.11.2015 tarihli raporda ise tutanak tarihinde yürürlükte olan 622 sayılı kurul kararına göre hesaplama yapıldığı,ancak ilgili kurul kararına göre ek tahakkuk yapılmaması gerektiği halde bilirkişi tarafından yanılgılı değerlendirme ile ek tahakkuk hesabının yapıldığı ayrıca davacı tarafından icra dosyasına 01.06.2012 tarihinde yapılan ödemenin hesaplamaya dahil edilmediği anlaşılmaktadır.
Davacının sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedelinin tutanak tarihinde yürürlükte bulunan ve yukarıda açıklanan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Uzman bilirkişi raporu yukarıda ifade edilen yönü ile yönetmeliğe uygun değildir. Yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm verilemez.
Hal böyle olunca mahkemece, öncelikle dosyanın yeniden bilirkişiye verilmesi, bilirkişiden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayınlanan 622 sayılı kurul kararında açıklanan esaslar uyarınca yukarıda ifade edilen hususlar gözetilmek suretiyle yeniden hesaplanması için rapor alınması, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Ayrıca taraflar arasında abonelik sözleşmesi ilişkisi olmadığı hususu dikkate alınarak taraflar arasında gecikme zammının uygulanamayacağı ancak yasal faizin uygulanabileceği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.