11. Hukuk Dairesi 2016/10911 E. , 2018/6069 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01.07.2014 gün ve 2009/181-2014/254 sayılı kararı bozan Daire’nin 30.03.2016 gün ve 2015/13336-2016/3474 sayılı kararı aleyhinde asıl davanın davacısı, birleşen davanın davalıları vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında franchising ve alt kira sözleşmesi imzalandığını, aradan 3 ay geçmeden davalının franchising sözleşmesini tek taraflı ve haksız feshederek teminat mektuplarını paraya çevirdiğini, müvekkilinin sözleşme süresince elde edeceği kardan mahrum kaldığını ileri sürerek haksız fesih nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarardan şimdilik 10.000 TL"nin, teminat mektubu bedelinden şimdilik 5.000 TL"nin, haksız fesih sonucu sözleşme süresi içinde kazanacağı kardan şimdilik 5.000 TL"nin en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, 24.07.2008 tarihli franchising, ürün- malzeme ve alt kira sözleşmesi uyarınca kira sözleşmesi yükümlülüklerine uyulmamasına bağlı olarak kira sözleşmesinin feshi yanında sarf malzemelerinin mutlaka müvekkilinden alınmasının sözleşmenin bir gereği olduğunu, aksi halde cezai şart ödeneceğinin öngörüldüğünü, sözleşmede yer alan ödemelerin zamanında yapılmaması, yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, ürün ve malzemenin sağlanması ile ilgili taahhütlere aykırı davranılması nedeniyle müvekkilinin 05.12.2008 tarihli ihtarla sözleşmeyi feshettiğini, davalının ancak 2009 yılı Ocak ayı sonunda işyerini boşalttığını, müvekkilinin AVM"ye kira, cezai şart, su, elektrik, doğalgaz giderlerini asıl kiracı sıfatıyla ödemek zorunda kaldığını, kira sözleşmesinin 15.09.2012 tarihine kadar imzalandığını, akdin feshedildiği 05.12.2008 tarihinden sonraki 45,5 ay için 159.460 Euro kira alacağının muaccel hale geldiğini, fesihten tahliyeye kadar geçen süre için de günlük kiranın 4 katına eşit para cezasının 28.036 Euro tuttuğunu, 15.09.2012 tarihine kadar sürecek franchise sözleşmesi için isim hakkı kullandırım
bedelinin 106.280,61 Euro"ya tekabül ettiğini ileri sürerek aktin feshinden işyerinin boşaltığı tarihe kadar tahakkuk eden franchise, merkezi idari masraf hizmet bedeli, mal-ürün bedeli, kira, elektrik, su, doğalgaz, ortak gider, cezai şart vs. bedeli olmak üzere şimdilik 5.000 TL"nin, muaccel kira alacağından şimdilik 5.000 Euro"nun fiili ödeme tarihindeki TL"sinin, tahliyeye kadar usulsüz işgal için şimdilik 2.000 Euro"nun fiili ödeme tarihindeki TL"sinin, mahrum kalınan kar karşılığı şimdilik 5.000 Euro"nun fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının, haklı sebeple fesih, işyeri ve marka işgali, markanın akde aykırı şekilde kullanımından dolayı cezai şart olarak ve ödenen kira vs. nedeniyle zarar karşlığı olarak şimdilik 5.000 USD"nin fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının, davalı kefil ..."nün 200.000 USD ile sınırlı olmak üzere faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davacı vekili, 11.09.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile sözleşmeden kaynaklanan alacak talebini 5.000 TL"den 29.331 TL"ye, usulsüz işgaldan kaynaklanan talebini 2.000 Euro"dan 28.036 Euro"ya, cezai şart talebini 5.000 USD"den 20.000 USD"ye çıkarmıştır.
Birleşen davada davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 5.000 Euro olarak istenen kira alacağı kalemi, kar kaybı ve cezai şart istemlerinin reddine, 28.036 Euro olarak istenen fuzuli işgale bağlı kira alacağı kalemi ile 29.331 TL sözleşmeye bağlı alacak talebinin kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemezce bozulmuştur.
Asıl davanın davacısı, birleşen davanın davalıları vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre asıl davanın davacısı, birleşen davanın davalıları vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir.
2- Asıl davada davacı vekili, fesih sonucu uğradığı zararların dışında asıl davanın davalısı tarafından paraya çevrilen teminat mektubu bedelinin de tahsilini istemiştir. 27.04.2012 tarihli raporu düzenleyen bilirkişi heyeti tarafından, asıl davanın davacısının, birleşen davadaki yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde 80.000 TL tutarındaki teminat mektubu bedelini isteyebileceği belirtilmiştir. Birleşen davanın davacısı tarafından “söz konusu teminat mektubunun bozdurularak sözleşmeden doğan alacaklardan düşüldüğü, bundan sonra dahi cari hesap alacağının kaldığı, bu nedenle paraya çevrilen teminat mektubu bedelinin istenemeyeceği” ileri sürülerek rapora itiraz edilmiş, bilirkişi heyetinin 28.04.2014 tarihli ek raporunda da “80.000 TL bedelli teminat mektubunun amacı doğrultusunda nakte çevrildiği, yapılan hesaplamalara göre nakte dönüştürme sonrasında dahi birleşen dosya davacısının alacaklı olduğu” yönünde görüş bildirilmekle yetinilmiş, hangi kalemler için nakte çevrildiği yönünde bir açıklama yapılmamıştır. Birleşen davanın davalıları tarafından ise teminat mektubunun, mahkemece reddedilen cezai şart bedellerine mahsuben paraya çevrildiği ileri sürülmüştür. Bu durumda mahkemece, dava konusu teminat mektubu bedellerinin hangi alacak kalemi için paraya çevrildiğinin ve paraya çevirmenin taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine uygun olup olup olmadığının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken Yargıtay denetimine elverişle olmayan bilirkişi ek raporu benimserenek eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp kararın asıl davanın davacısı, birleşen davanın davalıları yararına bozulması gerektiğinden anılanlar vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile bozma gerekçesinin, Dairemizin 30.03.2016 tarih ve 2015/13336 E.-2016/3474 K. sayılı kararına (6) numaralı bent olarak eklenmesine, Dairemizin aynı ilamının birleşen davanın davacısı vekilinin yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair (6) numaralı bendinin (9) numaralı bent olarak değiştirilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
3- Ayrıca, birleşen davada, sözleşmenin feshedildiğine dair ihtar tarihi olan 05.12.2018 tarihinden, tespit dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunun düzenlendiği tarih tahliye tarihi kabul edilerek 30.01.2009 tarihine kadar taraflar arasındaki Alt Kira Sözleşmesinin 3.3. maddesi uyarınca usulsüz işgal bedeli hesaplanmışsa da birleşen davanın davalısı 05.01.2009 tarihli ihtarında işletmeyi derhal devretmeye hazır olduklarını ifade etmiş, ayrıca dava dosyasında da işyerini boşalttıkları tarihin alış veriş merkezinden sorulmasını istemiştir. Bu durumda fesih ihtarının birleşen davanın davalısına hangi tarihte tebliğ edildiği, davalının hangi tarihte işletmeyi tahliye ettiği tespit edilip anılan sözleşmenin 3.3. maddesi uyarınca birleşen davanın davacısının alacağı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ihtar tarihi ile işyerinde yapılan tespitten sonra düzenlenen bilirkişi raporunun düzenleme tarihi esas alınmak suretiyle işgal bedelinin hesaplanması yerinde görülmemiş, asıl davanın davacısı, birleşen davanın davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının bu yönden de kabul edilmesi gerektiğinden mahkeme kararının açıklanan gerekçe ile bozulması ile Dairemizin 30.03.2016 tarih ve 2015/13336 Esas-2016/3474 Karar sayılı kararına (7) numaralı bent olarak eklenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
4- Birleşen davanın davalısı olan ..."nün karar düzeltme itirazlarının incelenmesine gelince; kendisine kefil sıfatıyla husumet yöneltilen davalı, kefaletinin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK"nın 589. maddesinde kefilin sorumluluğunun kapsamı düzenlenmiş olup mahkemece, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun ile 6098 sayılı TBK"nın 589. maddesi değerlendirilip anılan davalının sorumlu olup olmadığının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiş, birleşen davanın davalısı ... vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile kararın bu yönden de bozularak Dairemizin 30.03.2016 tarih ve 2015/13336 Esas-2016/3474 Karar sayılı kararına (8) numaralı bent olarak eklenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davanın davacısı, birleşen davanın davalıları vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davanın davacısı, birleşen davanın davalıları vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının açıklanan yönden de asıl davanın davacısı, birleşen davanın davalıları yararına BOZULMASINA, Dairemizin 30.03.2016 tarih ve 2015/13336 Esas-2016/3474 Karar sayılı bozma kararına 6 nolu bent olarak eklenmesine, Dairemizin aynı ilamının 6 nolu bendinin 9 nolu bent olarak değiştirilmesine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davanın davacısı, birleşen davanın davalıları vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının açıklanan yönden de asıl davanın davacısı, birleşen davanın davalıları yararına BOZULMASINA, Dairemizin 30.03.2016 tarih ve 2015/13336 Esas-2016/3474 Karar sayılı bozma ilamına 7 nolu bent olarak eklenmesine, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davanın davalısı ... vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile kararın açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA, Dairemizin 30.03.2016 tarih ve 2015/13336 Esas-2016/3474 Karar sayılı bozma kararına (8) numaralı bent olarak eklenmesine, ödedikleri karar düzeltme harcının istekleri halinde karar düzeltme isteyenlere iadesine, 08/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.