14. Hukuk Dairesi 2016/3536 E. , 2018/7332 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.09.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, birleştirilen davada temliken tescil talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozmasına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 06.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Asıl dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, birleştirilen dava temliken tescil isteğine ilişkindir.
Davacı; maliki olduğu 122 ada 12 parsel sayılı taşınmaza davalının hiçbir haklı sebebe dayanmaksızın ev inşa etmek ve sebze bahçesi yapmak suretiyle tecavüz ettiğini, elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının rızası ile müvekkilinin ev yaptığını, iyiniyetli olduğunu belirterek savunma yoluyla temliken tescil, mümkün olmaması halinde ise davalının dava konusu taşınmazda inşa etmiş olduğu yapıların bedelinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesini istemiştir. Mahkemece; davacının taşınmazını rızası ile oğlu olan davalıya verdiği, kendi malzemesi ile taşınmaza ev yapan davalının iyi niyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine, temliken tescil isteğinin kabulü ile dosya içerisinde mevcut inşaat mühendisi tarafından hazırlanan 30.04.2012 tarihli bilirkişi raporuna göre hazırlanan ifraz dosyası içindeki fen bilirkişilerinin 25.04.2012 tarihli krokilerinde A harfi ile gösterilen 374,58 metrekarelik kısmın davalı adına kayıt ve tesciline, kalan kısmın ise davacı adına kayıt ve tesciline dair verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin 02.10.2013 tarih 2013/10223-13867 Esas ve Karar sayılı ilamı ile; " Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, 122 ada 12 sayılı parselin davacı adına kayıtlı olduğu, davacının muvafakati üzerine, davalının taşınmazın bir bölümüne binalar yapmak suretiyle kullandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, TMK"nin 725. maddesi uyarınca taşkın inşaat halinde savunma yoluyla temliken tescil istenebilir ise de, TMK"nin 724. maddesi uyarınca haksız inşaat durumunda açılacak dava ile temliken tescil istenmesi zorunludur. Somut olayda, temliken tescil konusunda davalı tarafından açılmış bir dava bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davalının taşınmazı muvafakate dayalı olarak kullandığı, dava açılmakla muvafakatin geri alındığı gözetilerek elatmanın önlenmesi isteğinin kabul edilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir " gerekçesiyle hükmün bozulmasına dair karar verilmiştir.
Bozma kararından sonra davalı vekili ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/29 Esas sayılı dosyası ile dava konusu taşınmazda müvekkili tarafından yapılan yapının bulunduğu kısım ile ilgili temliken tescil isteminde bulunmuş, 06.05.2014 gün ve 2014/253 Karar sayılı ilam ile iş bu dosyanın asıl dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davacı - birleştirilen dosya davalısı vekili 25.03.2014 tarihli 2. celse zaptına geçen beyanında; davalı - birleşen davacının ev olarak kullandığı yer haricinde muvafakatlerinin bulunmadığını, bu kısım dışında kalan yerle ilgili elatmanın önlenmesine karar verilmesini istediklerini belirtmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne; 122 ada 12 parselde kayıtlı taşınmazın dosya içerisindeki mevcut ifraz dosyasında teknik bilirkişiler ..., ... ve ..."in 25/04/2012 tarihli krokilerinde B harfi ile gösterilen kısımda davalı tarafın vaki müdahalesinin men"ine, birleştirilen davanın kabulüne; 122 ada 12 nolu parsel üzerinde bulunan taşınmazın tapu kaydının iptali ile; dosya içerisindeki mevcut inşaat yüksek mühendisi bilirkişi Dr. ..."nın 30/04/2012 tarihli raporuna göre düzenlenen dosya içerisindeki mevcut ifraz dosyasında teknik bilirkişiler ..., ... ve ..."in 25/04/2012 tarihli krokilerinde A harfi ile gösterilen 374,58 m2"lik kısmın ifrazı ile birleşen dava davacısı adına tapuya kayıt ve tesciline, B harfi ile gösterilen 393,45 m2"lik kısmın birleşen dava davalısı adına tapuya kayıt ve tesciline dair karar verilmiş, 13.06.2014 tarihli ek karar ile de 06/05/2014 tarihli gerekçeli kararın 1. fıkrasının 8. paragrafında "davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca bilerlenen 3.646,51TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine"" ibaresinden ""davalıdan"" sözcüğü çıkartılarak hükmün ""davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca belirlenen 3.646,51TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine"" şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK"nın hükmün tavzihi başlıklı 305. maddesinin 2. fıkrası "Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." şeklindedir.
Mahkemece, 13.06.2014 tarihli ek karar ile hüküm fıkrasını değiştirmiştir. Hüküm fıkrası ek karar ile değiştirilemeyeceğinden 13.06.2014 gün 2013/523 Esas, 2014/251 Karar sayılı ek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Somut olayda;122 ada 12 parsel sayılı taşınmazda karara dayanak oluşturan krokide A harfi ile gösterilen kısmın kime tescil edileceği ve davacı - birleştirilen dava davalısı ... adına kalan miktarın ipkasına denilmek suretiyle infaza uygun bir karar verilmesi gerekirken, temliken tescil istemli birleştirilen dava ile ilgili olarak mahkemece; 122 ada 12 No"lu parsel üzerinde bulunan taşınmazın tapu kaydının iptali ile; dosya içerisindeki mevcut inşaat yüksek mühendisi bilirkişi Dr. ..."nın 30/04/2012 tarihli raporuna göre düzenlenen dosya içerisindeki mevcut ifraz dosyasında teknik bilirkişiler ..., ... ve ..."in 25/04/2012 tarihli krokilerinde A harfi ile gösterilen 374,58 m2"lik kısmın ifrazı ile birleşen dava davacısı adına tapuya kayıt ve tesciline, B harfi ile gösterilen 393,45 m2"lik kısmın birleşen dava davalısı adına tapuya kayıt ve tesciline dair karar verildiği görülmüştür. Açıklanan nedenlerle; infaza uygun olmayan şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.