1. Hukuk Dairesi 2016/13804 E. , 2018/9400 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen dava sonunda, yerel mahkemece davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, 4796 parsel ( yeni 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın tevhidi sırasında tevhide konu (eski 1269,1270,1272,1458,1459,1464,1465,1466,1469,1470,1472,1473) parsellerden 1472 parsel sayılı taşınmazın 2/7 payının maliki olduğunu, aynı parselin 5/7 payı ve diğer parsellerin tamamı ... oğlu ... adına kayıtlı iken 30.03.2007 tarihli tevhit işlemi sırasında parsellerin tamamının tek parsel olarak birleştirilip 4796 parsel no’su ile 84.840 m² miktarlı, tarla,meşelik ve çamlık vasfıyla tamamının ... adına tescil edildiğini, başvurusu üzerine yanlışlık fark edilip ... mirasçılarının düzeltmeye davet edilmesine rağmen başvuruda bulunmadıklarını, yanlışlığın düzeltilmesi için tapu müdürlüğünün açtığı davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddedildiğini ileri sürerek tevhitle oluşan 4796 parsel sayılı taşınmazın kaydının 2/7 payı oranında düzeltilmesini, yeni oluşan 4796 parsel sayılı taşınmazda paydaş olarak tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Tapu Müdürlüğü, öncelikle idareye başvuru şartının yerine getirilmemesi durumunda usulden, iddianın kanıtlanamaması durumunda ise esastan davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., aynı hususta Tapu Müdürlğü tarafından açılan 2014/999 Esas sayılı dosyanın temyiz aşamasında olup halen derdest olduğunu, davanın idari yargının görev alanına girdiğini, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, tevhit ile oluşan parsel üzerinde davacı ile birlikte paydaş olmak istemediğini belirterek davanın usulden ve esastan reddini savunmuş, bilahare davanın mirasbırakanı ...’nun vekili ve tevhit işlemlerini yürüten Avukat ...’na ihbarını istemiştir.
Davalılar ..., ...; dava konusu taşınmazla ilgili daha önce ... tarafından açılmış davanın retle sonuçlanıp temyiz aşamasında olduğunu, önceki dosya derdest olduğundan davanın öncelikle usulden reddini, ayrıca davanın idari yargının görev alanına girdiğini belirterek davanın esastan da reddini savunmuşlardır.
İhbar olunan Av. ..., tapu müdürlüğünün yaptığı hatalı işlemden kendisinin sorumluluğu bulunmadığını belirtmiştir.
Mahkemece, yargı yolu bakımından idari yargı alanına girdiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, Medenî Kanunun 1025. - 1027. (933. - 935.) maddeleri gereğince ilgililerin yazılı bildirimleri dışında kural olarak mülkiyetin belirlenmesine ilişkin tescil, tapu iptali ve tescil gibi tapu sicilinde değişiklik yapmayı gerektiren davalara bakma görevi adli yargı yerine aittir. Çünkü adli mahkemelerin kararı olmadan tapu sicilinde değişiklik yapılamaz. Bu nedenle, bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya terkin olunmuş yada değiştirilmiş ise, bu yüzden ayni hakkı zedelenenler, tapu sicilinin düzeltilmesini özel hukuk hükümleri uyarınca adli yargı yerinde dava edebilirler.
Ne var ki, somut olayda, davacı mülkiyet hakkına dayanarak tevhit işlemi sırasında tevhide konu 1472 parsel sayılı taşınmazdaki 2/7 payının, tevhit sonucu oluşan 4796 parsel (yeni 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazda adına tescilinin yapılmayıp tamamının davalıların mirasbırakanı ... adına tescil edildiğini ileri sürerek, tevhit sonucu oluşan parselde pay oranlarında yapılan yanlışlığın düzeltilmesini ve 2/7 payın adına tescilini istediğine göre; uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun mülkiyete yönelik hükümlerinden kaynaklandığı ve Adli Yargının görevinde bulunduğu açıktır.
Hâl böyle olunca, işin esası değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.