14. Hukuk Dairesi 2018/2050 E. , 2018/7353 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.11.2014 gününde verilen dilekçe ile 5403 sayılı Kanun gereğince önalım hakkına dayanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.01.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, sınırdaş arazi maliki tarafından açılan önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkiline ait 137 ada 9 parsel sayılı taşınmazın sınırdaşı olan 137 ada 13 parsel sayılı taşınmazın davalıya satılması nedeni ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/İ maddesinde düzenlenen önalım hakkına dayanarak tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili, taşınmazın elbirliği halinde maliki olan kişilerden satın alındığını, önalım hakkının kullanılamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ilk kararda davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 27.03.2017 tarih, 2015/17800-2017/2356 E-K sayılı ilamı ile dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazın müşterek ve iştirak halinde malik olan ..., ..., ..., ... ve ... tarafından 31.10.2014 tarihinde tam hisse olarak davalıya satış yoluyla devredildiği, davacının 137 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tam hisse ile maliki olduğu ve dosyadaki krokiye göre iki taşınmazın sınırdaş olduğu, 5403 sayılı kanunun 8/İ maddesi uyarınca önalım hakkı bulunduğu, davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken önalım hakkı bulunmadığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu"na 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/İ maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında; "Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi malikleri de önalım hakkına sahiptir. Tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş malikler önalım haklarını kullanamaz. Önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde hâkim, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar verir." hükmü getirilmiştir.
Somut olaya gelince; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Mahkemece aynı taşınmaza ilişkin başka önalım davası bulunup bulunmadığı araştırılmamış, taşınmazın başında keşif yapılarak kanuni şartların oluşup oluşmadığı irdelenmememiştir. Davacının 9 nolu taşınmazı ile davalının 13 nolu taşınmazının sınırdaş olup olmadığı, fen bilirkişisine tespit ettirilmemiştir. Dava konusu davacı ve davalı taşınmazlarının fiili kullanım durumuna göre tarımsal arazi niteliği taşıyıp taşımadığı hususlarında yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
Bu durumda mahkemece; aynı taşınmaza ilişkin başka önalım davası bulunup bulunmadığı araştırılmalı, taşınmaz başında fen bilirkişi ve ziraatçi bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak davacının 9 nolu taşınmazı ile davalının 13 nolu taşınmazının sınırdaş olup olmadığı, fen bilirkişine tespit ettirilip usulüne uygun anlaşılabilir şekilde krokide göstermesi istenmeli, dava konusu taşınmazların fiili kullanım durumuna göre tarımsal arazi niteliği taşıyıp taşımadıkları tespit ettirilerek tarımsal bütünlük sağlanıp sağlanmadığı, birden fazla sınırdaş arazi maliki önalım hakkını kullanmışsa hangi sınırdaş arazinin tarımsal bütünlüğü sağladığı hususlarının değerlendirilmesi, bilirkişilerden bu hususlarda ayrıntılı, denetime uygun rapor alınmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz hacının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.